14. Hukuk Dairesi 2016/11702 E. , 2019/8825 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/11702 E. , 2019/8825 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.12.2003 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.11.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dava dışı davalı mirasçıları ortak vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 487 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davaya konu 487 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, dava dışı ... ortak vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince, dosyadaki tapu kaydına göre taşınmazda paydaş olan davalı ...’nın 21.03.1996 tarihinde vefat ettiği, dosyaya sunulan davalıya ait mirasçılık belgesine göre mirasçılarının aynı zamanda temyiz yoluna başvuran ... olduğu anlaşılmış olup adı geçen mirasçıların davaya dahil edilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu görülmüştür.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup 6100 Sayılı HMK’nın 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davalı muris ... mirasçıları olan ...’ın yaşıyor ise kendilerinin, ölü iseler ibraz edilecek mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya dahil edilerek savunmaları alınmalı, varsa delilleri toplanmalı ve tüm bu eksiklikler giderildikten sonra esas hakkında hüküm vermek olmalıdır.
Tüm bu hususlar gözardı edilerek mahkemece esas hakkında karar verilmesi doğru olmamış, mahkemece verilen 07.02.2005 tarihli kesinleşme şerhi ile 30.05.2016 tarihli ek kararın kaldırılarak usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dava dışı ... ortak vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.12.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön