14. Hukuk Dairesi 2016/14382 E. , 2019/8594 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.06.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin silinmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacıların 3431 ada 1 parsel sayılı taşınmazı dava dışı kişilerden satın aldıklarını, taşınmaz kaydında ... oğlu ... adına kullanma zilyetliği şerhinin bulunduğunu, şerhin 1969 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapuya yazıldığını, taşınmazın eski malikler tarafından belediyeden trampa yolu ile alındığını, yaptıkları tüm araştırmalara rağmen ... oğlu ...'nin kim olduğuna dair bir bilgiye ulaşılamadığını, şerhin hukuksal dayanağının olmadığını belirterek, kayıttaki zilyetlik şerhinin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı ... vekili; tapu kaydındaki şerhin terkininin mahkeme kararı veya ilgililerin rızası ile olacağını, lehine zilyetlik şerhi bulunan kişinin öldüğünü, husumetin mirasçılarına yöneltilmesi gerektiğini, tapu sicil müdürlüğünün pasif husumet ehliyetinin olmadığını, hak düşürücü sürelere uyulmadan dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu 3431 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olan 'Zilyade ... ... oğludur' şeklindeki şerhin silinmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini isteğine ilişkin olup, bu tür davalarda husumet kural olarak şerh lehtarına yöneltilerek dava açılır. Şerh lehtarı ... davada davalı olarak gösterilmişse de, dava dilekçesi tebliğ edilememiş, mahkemece keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanları ile kadastro beyannamesine göre zilyetlik şerhi lehtarının bilinmediği gibi şerhin herhangi bir hukuki dayanağına da rastlanılmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde 50 yıllık süre zarfında hiç kimsenin zilyetliğinin bulunmadığı, bu hali ile şerhin devamında hukuki bir yararın kalmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şerh lehtarı ...'ye dava dilekçesi tebliğ edilmeden yargılama yapılması ve karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde, öncelikle ...'nin bulunması halinde adresinin tespiti ile dava dilekçesinin tebliği, ölü olduğunun anlaşılması halinde mirasçılık belgesinin temini ile mirasçılarına dava dilekçesinin tebliği ve davaya katılmalarının sağlanması, yapılacak tüm araştırmalara rağmen şerh lehtarının kim olduğunun tespit edilememesi ve bulunamaması halinde ise bu kez kendisine bir kayyım tayin ettirilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra bir hüküm kurulması gerekirken bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/14382 E. , 2019/8594 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 45 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat