14. Hukuk Dairesi 2016/13240 E. , 2019/4424 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.07.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacı ile diğer mirasçıların babası olan muris ....'nin 1997 yılında vefat ettiğini, muristen intikal eden taşınmazlar ile ilgili 23.03.2001 tarihinde mirasçılar arasında miras taksim sözleşmesi yapıldığını, davacıya bırakılan 129 ada 8 parsel sayılı taşınmaz için genel yola çıkmak amacı ile davalıya bırakılan 129 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan 4 metre eninde yer verileceğinin belirtildiğini, ancak kadastro tespiti sırasında bu hususun tutanağa geçirilmediğini ve 129 ada 4 parselin geçit yeri bırakılmadan tapuya tescil edildiğini, davacının taşınmazının yolu bulunmadığını belirterek, 129 ada 8 parsel sayılı taşınmaz lehine, 129 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı verilmesini istemiştir.
Davalı, miras taksim sözleşmesinde dava konusu yerin yol olarak bırakıldığının doğru olduğunu, bu yere herhangi bir müdahalesinin de bulunmadığını, davacının kadastro tespit çalışmaları sırasında bilirkişi olduğu halde çekişmeli yeri yol olarak bıraktırmadığını, şimdi haksız ve kötüniyetle dava açarak mahkeme masrafı ve avukatlık ücretini kendisine yüklemeye çalıştığını, bunun dışında davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğan sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 'irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili' başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; davalı davayı kabul etmiştir. Buna göre davalının tekrar beyanı alınarak fen bilirkişi raporu ve eki krokide gösterilen hangi seçenekten geçit verilmesini kabul ettiği açıklattırılmalı, 5 No'lu seçenekten geçit kurulmasını istediği takdirde bu seçenek üzerinden, 4 No'lu seçenekten geçit kurulmasını istemesi halinde ise bu seçenekte 2 numaralı parselden de geçilmesi gerektiğinden 2 No'lu parsel maliki de davaya dahil edilmek suretiyle ve yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi de gözetilerek davacı taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmalıdır.
Geçit hakkı kurulacak güzergah belirlenince ziraatçi bilirkişiden ek rapor alınarak güncel geçit bedeli saptanmalı ve davacıya depo ettirilmeli, yargılama giderleri de davacı üzerinde bırakılmak suretiyle sonuca gidilmelidir. Değinilen bu yönler gözardı edilerek, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/13240 E. , 2019/4424 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat