14. Hukuk Dairesi 2016/16120 E. , 2019/3656 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa alacak talebi üzerine bozmaya uyarak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacılar, 928 parsel sayılı taşınmazı 1992 yılında 21 kişi birleşerek aldıklarını, taşınmazın ifrazı olanaklı olmadığından, sözlü inanç sözleşmesi ile dava dışı ... adına tescil ettirdiklerini, daha sonra tüm ortakların onayı ile taşınmazın 1993 yılında dava dışı ... adına tescilinin yapıldığını, ... ifraz işlemini yaptırarak ortaklar adına tescilini sağlaması için ... tarafından ...’a verilen vekaletname ile ...’ın 07.10.2004 tarihinde taşınmazı davalı ...’ye satış yoluyla devrettiğini, davalı ...’nin ceza davasında dava konusu taşınmazın davacılara ait olduğunu bildiğini ve paydaşlara ifrazen tapuları devredeceğini belirterek 26 adet ortak adına pay satış sözleşmesini sunmasına rağmen tapuları devretmediğini ileri sürerek, dava dilekçesinde belirtilen pay oranında adlarına tescilini; 08.04.2011 günü harcı yatırılan ıslah dilekçesi ile de, dava dilekçesinde gösterilen pay oranlarını yeniden düzenleyerek bu payların adlarına tescilini veya ıslah dilekçesinde belirtilen pay karşılığı bedellerin davalıdan alınmasını istemişlerdir.
Davalı, ...’dan varolan alacağına karşılık ve bir miktar bedel ödeyerek taşınmazı edindiğini, imar çalışmasından sonra davacıların haklarının verileceğinin ... ile konuşulduğunu, diğer hak sahipleri ile birlikte taşınmazı payları oranında tasarruf etmek istediğini, davacıların taşınmazda hukuka aykırı tasarrufta bulunduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalı adına olan tapu kaydının kısmen iptali ile payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine verilen karar Dairemizin 03.04.2012 tarihli, 2011/15411 Esas, 2012/4902 Karar sayılı ilamıyla “...Somut olayda, dava konusu 928 parsel sayılı taşınmazın 9.080m² yüzölçümünde, müfrez bağ niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. ... Büyükşehir Belediyesinin 22.06.2010 günlü ve 21084 sayılı yazısında da, taşınmazın tarımsal niteliği korunacak alanda kaldığından ifraz olanağının bulunmadığı belirtilmiştir. 3194 sayılı yasanın 18/son maddesi uyarınca yapılaşma amacıyla taşınmaz satışı olanaklı bulunmadığından, davacıların tapu iptali ve tescil istemlerinin reddi gerekir.
Davacıların ikinci kademede tazminat istemleri bulunduğundan, tarafların bu istemleriyle ilgili kanıtları toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar bir yana bırakılarak davacıların tapu iptali tescil isteminin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme isteği reddolunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ifa olanağı bulunmadığından tapu iptali ve tescil isteğinin reddine; davacıların dava dışı ... ve ... ile sözlü inanç sözleşmesi yaparak taşınmazın bu şahıslar adına tescilini sağladıkları, davacıların taşınmazın kendi adlarına tescilleri sağlayamamaları nedeniyle uğrayacakları hak kayıpları yönünden tazmin istemlerinin ancak ... veya ...'a yöneltilebileceği, davalıya yönelik herhangi bir sorumluluk doğuracak hukuki ilişki iddia edilemediği, davalının tapuya güven ilkesi gereğince hukuki korumadan yararlanacağı gerekçesiyle tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı gereği ifa olanaksızlığı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Davacıların, ikinci kademedeki tazminat isteğine gelince, davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazda kendisinin de yerinin bulunduğunu, dava konusu taşınmazı imar geçinceye kadar kullanmak, imar geçtiğinde diğer hak sahiplerinin haklarını vermek şartıyla aldığını, diğer hak sahiplerinin haklarını vermeye hazır olduğunu bildirmiş, hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan hakkında açılan ve beraat sonuçlanıp temyizde zamanaşımı nedeniyle düşürülen ceza davasında da aynı yönde savunmada bulunmuştur. Davalının bu beyanları doğrultusunda kabul nedeniyle davaya konu payların dava tarihi itibariyle rayiç değerinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/16120 E. , 2019/3656 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 90 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat