14. Hukuk Dairesi 2016/9018 E. , 2019/3176 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/9018 E. , 2019/3176 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.04.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ..., ... ve ... vekili, 20.02.2011 tarihinde vefat eden ... 'nın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin, 30.04.2015 tarihinde verdiği dilekçeye istinaden murisin diğer mirasçıları ..., ..., ... ve ..., mahkemece dahili davacı olarak davaya kabul edilmiştir.
Mahkemece, TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine, murisin yasal mirasçıları olan davacıların muris ... ’nın mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığının da araştırılması gerekir.
Somut olaya gelince; mirasın hükmen reddine dayalı eldeki davayı muris ...a’nın bir kısım mirasçıları ..., ... ve ... açmış olup; mahkemece, 21.04.2015 tarihli celsede davacı vekiline diğer mirasçıları davaya dahil etmesi için süre verilmiş, davacılar vekilinin, 30.04.2015 tarihinde verdiği dilekçeye istinaden murisin diğer mirasçıları ..., ..., ... ve ..., mahkemece dahili davacı olarak davaya kabul edilmiştir. Mirasçılar ..., ..., ... ve ... tarafından dava açma iradesi bulunmadığından usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı sabittir.
Diğer taraftan, mahkemece verilen ara gereği, davacılar vekilinin talebi üzerine adı geçen mirasçıların davaya dahili davacılar olarak kabulüne karar verilmiş ise de; Usul Hukukunda davaya dahil şeklinde bir müessese yer almayıp, bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği açıktır.
Öyleyse, ..., ..., ... ve ...'nın kendileri tarafından yöntemine uygun açılmış bir dava olmadığına göre;eldeki davada, davacıların taraf sıfatı bulunmamakta olup; dolayısıyla, mahkemece, usulü dairesinde taraf sıfatı kazanmayan kişiler lehinde hüküm kurulması yasal olmadığı gibi böyle bir durumda, usulünce davada yer almayan anılan kişiler yönünden usuli kazanılmış hak doğduğundan da söz edilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırmalar yeterli değildir. Mahkemece, yapılacak incelemelerde ölüm tarihi esas alınarak murisin borçlarının ve alacaklarının miktarının belirlenmediği, murise ait araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığı, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, murisin adına kayıtlı olduğu tespit edilen ... , ... , 911, 918, 3299 ve 3182 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden keşif yapılarak ölüm tarihi itibariyle değerinin tespiti yapılmadan hüküm kurulduğu görülmüştür.
Kabule göre de mahkemece, yalnızca mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmesi gerekirken, murisin yasal mirasçıları olan davacıların muris ...a’nın mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tesciline de karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacılardan ... Av. ... 'a verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön