14. Hukuk Dairesi 2016/7951 E. , 2019/2263 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/7951 E. , 2019/2263 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili adına 1985 yılında tapu tahsis belgesi verildiğini ve bu hususun tapuya şerh edildiğini ileri sürerek 7896 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili, açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, davacıya tapu tahsis belgesinin 03.05.1995 tarihinde verilerek tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh edildiğini, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı'nın yazıları ile tapu müdürlüğünden tahsis şerhinin kaldırılmasının istenildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 7896 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı Yasa ile değişik 2981 sayılı Yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma ve inceleme yapılması, dava konusu parselin oluşumuna esas imar uygulamasında uygulanan düzenleme ortaklık payı oranının ilgili Belediye Başkanlığı'ndan sorulması, tapu tahsis belgesinden düşülecek miktarın bu oran üzerinden hesaplanması, bulunan miktarın tapusunun iptali istenilen 7896 ada 5 No'lu parsel üzerinden oranlanması suretiyle 7896 ada 5 sayılı parselin davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön