14. Hukuk Dairesi 2016/11369 E. , 2019/2013 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ... vekili, Çatalören Köyünde 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 109 ada 6 parsel sayılı taşınmazın çayır vasfı ile davalı adına tescil edildiğini; ancak, dava konusu taşınmazın mera parseli içerisinde yer aldığını, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalılar adına zilyetlikten tescil edilen taşınmazların 100 dönümlük sınırı aştığını, bu nedenle 109 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Aynı muristen gelen ve ... adına zilyetlikten tescil edilen 109 ada 9 ve 121 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan 2007/119 Esas, 2007/229 Karar sayılı dosya eldeki dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karar Dairemizce 121 ada 25 parsel yönünden bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya içinde bulunan nüfus kayıt örneğinden birleştirilen davanın davalısı ...’ın 28.12.2007 tarihinde öldüğü, yargılamaya vekili huzurunda devam edilerek sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı ...’e ait mirasçılık belgesi temin edilerek tespit edilecek mirasçılarının davaya dahil edilmeleri veya davalı ... vekiline vekalet vermeleri halinde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik taraf teşkili ile yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan; hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nin 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, 'Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2010/8602 Esas ve 2010/10443 Karar sayılı Bozma ilamına uyulmak suretiyle davacının davasının REDDİNE,' şeklinde asıl ve birleştirilen davalara konu parsel numaraları (109 ada 6 ve 9, 121 ada 25 parseller) belirtilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/11369 E. , 2019/2013 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 114 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 168 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 152 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 115 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 120 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 120 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 145 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 116 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 400 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 93 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat