14. Hukuk Dairesi 2016/10317 E. , 2019/107 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/10317 E. , 2019/107 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.12.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 884, 950, 1187 parsel sayılı taşınmazları satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını belirterek, tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur.
Davalıların bir kısmı davanın reddini savunmuş, diğerleri duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece verilen ilk kararda, davalılardan ... hakkındaki davanın atiye bırakılması nedeniyle bu davalı yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, bir kısım davalıların temyizi üzerine Dairemizin 2014/7965 Esas, 2014/13441 Karar sayılı ilamı ile '...dava konusu taşınmazların paylı maliklerinden satış vaadi borçlusu davalı ...un yargılama devam ederken 28.08.2013 tarihinde vefat ettiği ancak mirasçıları davaya dahil edilmeden yargılamaya son verildiği anlaşılmıştır. Bu sebeple ölü ...'un mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan davanın esastan sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda daha önceki davalılar yönünden karar kesinleşmiş olduğundan, diğer davalılar hakkında karar verilmesi gerekmediği gerekçesiyle bir kısım davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür ve hüküm bir bütündür. Mahkemece daha önceki davalılar yönünden karar kesinleşmiş olduğundan onlar hakkında karar verilmesi gerekmediği gerekçesiyle bir kısım davalılar hakkında karar verilmeden, Dairemizin bozma kararından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu durum HMK'nın 297. maddesine aykırı görülmüş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemeye yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön