14. Hukuk Dairesi 2019/651 E. , 2019/8142 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2019/651 E. , 2019/8142 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 tarih 2013/137 Esas, 2013/2016 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili, davalılar ... vekili ve ... Belediyesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 1375 (2060) parsel sayılı taşınmazın 1102,56 m2'lik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde ... Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de birden çok imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede ... Belediyesince yapılmış olan 37 no'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek binmeli alana isabet eden 1102,56 m2'lik kısma ilişkin tapu iptali ve hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ... Belediyesi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulüne dair verilen hükmün temyizi üzerine; Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 tarih 2013/137 Esas, 2013/2016 Karar sayılı bozma ilamı ile 'Dava konusu taşınmazın, imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının saptanması, taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulduktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği ' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ... Belediyesi aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine vekili, davalılar ... vekili ve ... Belediyesi vekili temyiz etmişlerdir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Öte yandan; bir davada hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Bu talebin azına karar verilebilmesine rağmen daha fazlasına veya talepten başka bir şeye karar verilemez. Nitekim, “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı HMK’nin 26. maddesi gereğince “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Hakimin, tarafların talepleriyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”
Somut olayda; davacı Hazine vekili, 1375 (2060) kadastral parsel sayılı taşınmazın 1102,56 m2'lik kısmının, öncesinde Hazineye ait olduğunu, taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerince iptal edildiğinden sicil kayıtlarının yolsuz kaldığını ileri sürerek 1102,56 m2'lik binmeli alana isabet eden kısımda oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının iptali ile Hazine adına tescili ile eski hale iadesini istemiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan 12.08.2014 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokide çekişme konusu alanın her bir imar parseline isabet eden kısmının belirtildiği, ne var ki davacının talebinin 1102,56 m2'lik kısma ilişkin olmasına rağmen mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda 1138,71 m2'lik kısmın sicil kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, mahkemece talepten fazlasına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan rapor ekinde sunulan krokide D ve E harfleri ile gösterilen kısım ile davacı Hazine vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu ve binmeli alan olarak iptalini talep ettiği krokide gösterilen kısmın şekil itibariyle birbiriyle örtüşmediği, bu haliyle hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı anlaşıldığından noksan soruşturma ile yetinilerek talepten fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön