14. Hukuk Dairesi 2019/580 E. , 2019/8134 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.03.2005 gününde verilen dilekçe ile icra yoluyla yapılan takibe itirazın iptali talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.12.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ...geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili, 15.01.1986 tarihli belgeye istinaden davalı-borçlu aleyhine ... 7. İcra Müdürlüğünün 2005/359 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının borca ve imzaya itirazda bulunması üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, tarafların kardeş olduklarını, takibe konu belgenin de babalarından kalan miras ve annelerine ait malvarlığının paylaşım ve tasarrufuna ilişkin olarak davalı tarafından imzalanarak verildiğini, vade tarihinin babalarından kalan evdeki vekil edenine ait miras payının davalıya devir tarihinden itibaren 30 gün olarak belirlendiğini, davacının ev üzerindeki miras payının davalıya devredildiğini, davalının da vekil edeninin banka hesabına 24.131 TL gönderdiğini, bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe de itiraz ettiğini açıklayarak davalı-borçlunun takibe itirazının iptali ile % 40 icra- inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, takibe dayanak belgedeki imzanın davalıya ait olmadığını, tarafların kardeş olmaları nedeniyle bir şekilde ele geçirilerek üstü doldurulmuş ise hukuken geçersiz olduğunu, senedin dayanağının babadan miras ve anneye ait malvarlığının paylaşımına ilişkin bulunduğunun iddia edildiğini, tarafların babalarından yalnızca bir ev kaldığını, davalının da davacının ev üzerindeki 3/20 payını tapuda 4.10.2004 tarihinde bedelini ödeyerek satın ve devraldığını, evin toplam değerinin dahi davacının takibe konu ettiği miktarın çok altında olduğunu, davacının payına karşılık 100.000 dolarlık belge verilmesinin mümkün bulunmadığını, ayrıca tarafların annelerinin de sağ olup anneye ait malvarlığının paylaşımına dair iddianın da hukuken geçersiz bulunduğunu, davacının banka hesabına gönderilen paranın ise annelerine ait bir taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle tahsil edilen paranın anneleri tarafından çocukları arasında pay edilmesi üzerine davalıyla birlikte yaşayan anneleri adına davacıya gönderildiğini, davanın reddi ile % 40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece ilk olarak, davanın kısmen kabulüne, ... 7.İcra Müdürlüğünün 2005/ 359 Esas sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın iptaline, takibin 82.000 ABD doları üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak için talebi aşmamak koşuluyla Devlet bankalarının dolara 1 yıllık mevduat için uyguladıkları en yüksek faiz oranına göre faiz uygulanmasına, icra-inkar tazminatı ile ilgili fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 18.02.2010 tarihli, 2009/5783 Esas, 2010/823 Karar sayılı ilamında; “… Davalı-borçlu imza itirazında bulunmuş ise de, gerek 30.6.2006 günlü bilirkişi heyeti raporu ile yapılan inceleme, gerekse de Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 6.4.2007 günlü raporlarına göre imzanın davalıya ait bulunduğu saptanmıştır. Davalı-borçlu takibe itirazında imzaya itirazının yanı sıra borca da itiraz ettiğini bildirmiş; 14.7.2005 havale tarihli delil listesini sunmuştur. Mahkemece, davalı-borçlunun borca itiraz sebepleri üzerinde yeterince durulmamış ve itiraz sebepleri tartışılmamıştır. Davalının borca itiraz sebepleri hususunda gerekirse delil listesi çerçevesinde araştırma yapılması, delil listesinde yemin deliline de dayandığına göre gerektiği takdirde yemin delilinin de hatırlatılması, ondan sonra tüm dosya kapsamı değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunmaktadır. Kabul şekline göre de; itiraza konu takip 82.000 $ karşılığı TL. sı 113.000 TL üzerinden yapıldığı halde, dolar üzerinden takibin devamına karar verilmesi doğru değildir. Bundan ayrı davacı-alacaklı takip dosyasında yasal faiz talep ettiği ve bu konuda başkaca isteği de bulunmadığı halde en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan alacak likit bulunduğuna göre, davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmemiş olması da hatalı bulunmuştur.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonunda davanın kısmen kabulü ile, ... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2005/359 sayılı dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptaline, takibin 82 bin Dolar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacak için talebi aşmamak koşulu ile devlet bankalarının Amerikan Dolarına bir yıllık mevduat için uyguladığı faiz oranının uygulanmasına, icra inkar tazminatı ile ilgili fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamında gösterilen hususlar gözetilmeden bozmadan önce verilen karar gibi hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 18.02.2010 tarihli, 2009/5783 Esas, 2010/823 Karar sayılı bozma ilamında belirtilen ilkeler doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2019/580 E. , 2019/8134 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 52 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat