14. Hukuk Dairesi 2019/729 E. , 2019/8123 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2019/729 E. , 2019/8123 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.02.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davaya konu 40513 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 4 No'lu bağımsız bölümde müvekkilinin hissedar olduğunu ve tarafların anlaşamadıklarını belirterek taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının kendisi hakkında boşanma davası açtığını, dosyanın Yargıtayda derdest olduğunu, kendisinin de davacıya karşı katılma alacağı davası açtığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini ve davaya konu taşınmazın kendi kişisel mallarıyla satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Hemen belirtilmelidir ki, aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir (4721 sayılı TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş, konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin 'Aile konutuna' sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır.
Somut olaya gelince, aynı zamanda karı-koca olan davacı ve davalı tarafın eldeki davanın açılma tarihi olan 13.02.2015 tarihinde davaya konu 40513 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 4 No'lu bağımsız bölümün tapu kaydına göre 1/2 hisse ile paydaş oldukları anlaşılmış olup tapu kaydında taşınmazın “Aile konutu” olduğuna dair bir şerh bulunmadığı gibi yargılama sırasında taşınmazın aile konutu olduğuna yönelik tarafların da bir iddiası bulunmamaktadır. Paylı mülkiyete tabi olan davaya konu taşınmazın bir amaca özgülenmesi söz konusu olmadığından mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yasal dayanağı olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön