14. Hukuk Dairesi 2016/6903 E. , 2019/7842 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.02.2006 gününde verilen dilekçe ile köy merasına tecavüzün men'i talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 22.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 19.11.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı köy çekişme konusu taşınmazın kendi köylerinin merası olduğunu belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
Davanın ihbar edildiği Maliye Hazinesi dava konusu yere ait firari ve yitik kişilerden Hazineye intikal eden tapular bulunduğunu belirterek davanın reddini ileri sürmüştür.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz davacı köyün idari sınırları dışında kaldığından ve taşınmazın bulunduğu yerin eski bir Hıristiyan Köyü olan ... Köyüne ait olduğundan söz edilerek dava reddedilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2007/12080 Esas - 2007/12862 Karar sayılı ilamı ile '...gerek davacı gerekse davalı köy tüzel kişiliğinin mera tahsis kaydı bulunmamaktadır. Yetkili merciin yanıtına göre her iki köyde kadim köydür. Komşu köylerden olan yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu alanın davacı köyün merası olduğunu ifade etmiştir. Davalı köy nüfusuna kayıtlı ve HUMK'nun 254. maddesince dava sonucundan yararı olan davalı tanık sözlerine itibar edilemez. Diğer yandan, 1993-2004 tarihleri arasında davacı köyün terör nedeniyle boşaltıldığı da sabittir. Çekişmeli mera da davalı köyün kullanımı davacı köyün boşaltılmasından sonraki dönemde olmuştur. Kısaca yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile dava konusu meranın kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla davacı köy tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki; bilirkişinin 26.4.2007 tarihli rapor ve krokisi uyuşmazlığı çözmeye yeterli değildir. Bu krokide konu yapılan mera alanı hükmün infazına elverecek şekilde işlenmediği gibi davanın ihbar edildiği Maliye Hazinesinin tapulu taşınmazları olarak ileri sürdüğü alanlarda gösterilmemiştir. Bu haliyle hükmün eki olacak kroki infaza elverişli düzenlenmiş sayılmaz. O halde mahkemece, yerinde yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların davacı köye ait olan mera olarak bildirdikleri alanlar bilirkişiden yüzölçümünü de gösterir infaza elverişli kroki düzenlettirilerek işaret edilmeli, bu bölümlere ilişkin kanıtlanan istem hakkında davalı köyün elatmasının önlenmesine karar verilmelidir. Değinilen husus gözardı edilerek ve deliller yanılgılı değerlendirilerek istemin yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.' gerekçesiyle bozulmuştur.
Kadastro Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanaklarının düzenlenmesi ve Kadastro Kanununun 26 ve 27. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilerek dava dosyası Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro Mahkemecesi tarafından davanın reddine, dava konusu 171 ada 1 parsel, 172 ada 1 parsel, 173 ada 1 parsel sayılı taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer parseller hakkında kadastro tutanağının ve mevcut tapu kaydının gerçek hak durumunu yansıttığı gerekçesiyle kadastro tutanağında tespit yapılanlar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz etmişlerdir.
Dava konusu 171 ada 1, 172 ada 1, 173 ada 1parsel sayılı taşınmazlar orman niteliğinde olduğundan orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline hükmedilmiş ise de bilindiği üzere, ormanların mülkiyeti Hazineye yararlanma ve tasarruf yetkisi Orman İdaresine ait olduğundan, Orman İdaresinin usulen davada taraf olması gerekirken bu husus gözetilmeden eksik taraf teşkili ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Hazinenin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/6903 E. , 2019/7842 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 72 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat