14. Hukuk Dairesi 2016/13709 E. , 2019/4979 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.10.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, zorunlu geçit ihtiyacı içinde olduğunu belirterek, müvekkiline ait 517 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlanması için, Hazineye ait 143 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı ... temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 1517 parsel sayılı taşınmaz lehine fen bilirkişinin 29.04.2016 tarihli raporunda A harfi ile gösterilen davalı ... adına kayıtlı 143 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temsilcisi temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. TMK'nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacıya ulaşım sağlayacak geçitin herhangi bir engelle karşılaşmadan genel kadastro yoluna ulaşması gerekir.
Ayrıca kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu'nun 748/3 ve 1012. Maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 'irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili' başlıklı 30. Maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi uyarınca, orman sayılmayan sazlık, funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerler; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdir. Sazlık niteliğindeki bir yer kamuya ait yer olup geçit hakkı kurulamaz. Dolayısıyla, bu nitelikteki bir yer, kişinin özgülenmesine tahsis edilemez. Kısaca mutlak geçit ihtiyacı içinde olan davacı parselinin geçit ihtiyacı başka alternatifler üzerinden karşılanmalıdır.
Yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince; davacıya ait 517 parsel sayılı taşınmaz lehine üzerinden geçit hakkı kurulan 43 ada 1 parsel sayılı taşınmazın “Sazlık” niteliğiyle Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan sazlık niteliğindeki bir taşınmazdan geçit hakkı tesis etmek mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece, davacı ve komşu taşınmazlar ile çevre yollarını gösterir denetime elverişli pafta örneği celp edilmeli ve taşınmaz başında bilirkişiler eşliğinde tekrar keşif yapılarak, bilirkişilerden yararına geçit hakkı tesisi istenen taşınmazın genel yola bağlantısını sağlayacak şekilde, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi de gözetilerek, geçit seçeneklerini gösterir rapor düzenlemeleri ve krokide göstermeleri istenmeli, bilirkişilerce tespit edilen geçit alternatiflerinden üzerinden geçit irtifakı kurulacak parsellere ait tapu kayıtlarından parsel malikleri tespit edilmeli, davada yer almayan bu parsel maliklerinin davacı tarafından davaya katılmalarının sağlamasına imkan verilmelidir
Kabule göre de; geçit hakkı tesis edilen güzergah, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne ait DSİ kanalı ve yol vasıflı yere bağlanması nedeni ile, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne bu alana geçitin bağlanmasının uygun olup olamadığına dair görüşünün sorulmaması da doğru değildir.
Belirtilen husular gözetilmeden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/13709 E. , 2019/4979 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat