14. Hukuk Dairesi 2016/11605 E. , 2019/3769 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.06.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiliyle davalının kardeş olduğunu, davalının ... 2. Noterliğinin 10.02.1993 tarih 1872 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu 248, 42, 171, 211, 225,180 ve 251 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkili ve davalının ortak murisi ...’a ait ½ hisseden intikal edecek hisselerinin tamamını müvekkiline 30.000.000ETL bedelle sattığını, satış bedelinin 15.000.000ETL’sinin peşin ödendiğini, bakiye 15.000.000ETL için 10.02.1993 tanzim, 12.07.1993 vade tarihli senet düzenleyerek davalıya verdiğini, taşınmazın zilyetliğinin müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin vade tarihi geldiğinde senet bedelini davalıya ödediğini ancak senedin davalıda kaldığını belirterek dava konusu taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesine konu davalı paylarının müvekkiline ait paylara ilave edilmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, satış bedelinin müvekkiline ödenmediğini, satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, ifa olanağının bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş ve zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazlarda 1/2 hisseyle ... adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptaliyle, ... hissesinin tamamı 112 pay kabul edilerek 12/112 payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye 100/112 hissenin maliki üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Gerekçeli karar davalıya 07.06.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 24.08.2016 tarihinde hükmü temyiz etmiş olup, davalı vekilinin temyizi süresinde olmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunmasıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere; mahkemenin, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu ve yargılamanın sona erdiği duruşmada verilerek tefhim olunacağı, aynı Yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297/2 maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazlarda 1/2 hisseyle ... adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptaliyle, ... hissesinin tamamı 112 pay kabul edilerek 12/112 payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye 100/112 hissenin maliki üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olup, taşınmazdaki tüm pay nazara alınmamış ve iptali gereken pay oranı hesaplanıp hükümde gösterilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, ortak muris ...’dan davalıya intikal eden ve iptali gereken payların bilirkişiye hesaplattırılması ve buna göre infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlere davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine; 2. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/11605 E. , 2019/3769 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 51 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat