14. Hukuk Dairesi 2016/18122 E. , 2019/3658 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2014 gününde verilen dilekçe ile üst hakkı nedeniyle hasılat payı alacağı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, intifa hakkından kaynaklanan hasılat payı alacağı isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, Maliye Hazinesi adına tapuda kayıtlı 1026 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 13.07.2001 tarihli, 3263 yevmiyeli resmi senetle davalı ... lehine 29 yıl müddetle intifa hakkı tesis edildiğini, sözleşmenin üst hakkı bedeli başlıklı 6. maddesinin hasılat payına ilişkin (B) bendinde, üst hakkı tesis edilen taşınmaz mal üzerinde bulunan tesislerin hak lehtarınca bizzat işletmesi halinde, hak lehtarı tarafından bu tesislerin işletilmesinden elde edilen toplam yıllık hasılatın %1’i oranındaki payın ayrıca Hazine’ye yatırılacağının hüküm altına alındığını, davalının 2002-2007 yıllarına ait hasılat paylarını geç yatırdığını, bu döneme ait hasılat paylarının geç yatırılması nedeniyle hesaplanan gecikme zamlarının öncelikle yapılan ödemelerden mahsup edildiğini, bakiye 01.11.2013 vade tarihli 72.985,69 TL ve 30.11.2013 vade tarihli 174.770,51 TL tutarındaki hasılat payı bedelinin gecikme zammı ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hasılat kiralarının Hazineye muntazaman ödendiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı idarenin, müvekkili tarafından yapılan ödemeleri ihtirazi kayıt koymadan kabul ettiğini, ödemelerin faize mahsup edildiğine dair hiçbir kayıt koymadan alındığını, bu tutumun ibra sayıldığını, 2002-2007 yıllarına ilişkin yapılan ödemelere karşılık davacı tarafından verilen dekontların üzerinde “ %1 hasılat payı bedeli” yazdığını, dolayısıyla ödemelerin kayıtsız şartsız hasılat payı olarak kabul edildiğini, faize mahsup edildiği belirtilmediğinden asıl alacağa sayıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının ödenmemiş hasılat payı borcunun bulunmadığı, ödenmiş olan hasılat paylarından daha sonra gecikme zammının öncelikle tenzil edilerek kalan miktarın ana paradan düşülmesi şeklindeki bildirimin hakkaniyete aykırı olduğu, dava konusu olmayan gecikme zammı alacağı için davalının 6111 sayılı Kanundan yararlandırılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişinin 24.06.2015 tarihli raporunda; davalının 01.11.2013 vade tarihli ve 72.985,69 TL tutarında ödenmemiş bir hasılat payı borcunun bulunmadığı; 30.11.2013 vade tarihli, 174.770,51 TL tutarındaki hasılat payı ödemesinin ise gecikmesiz olarak yapıldığı; diğer yandan 31.05.2003, 31.05.2004, 31.05.2005, 31.05.2006, 31.05.2007, 31.05.2008 vade tarihli hasılat paylarının geç ödendiği, davacı idarenin bundan kaynaklanan 38.540,83 TL faiz alacağının bulunduğu, ancak davalı tarafından yapılan ödemelerin alındı belgelerinde gecikme zammının öncelikle tahsil edileceğine dair herhangi bir not, şerh veya şartı kayıtla tahsil edildiğine dair açıklama bulunmadığı, alındı belgelerinin doğrudan doğruya “Hasılat Payı Tahsili” yazılarını ihtiva ettiği, ön bildirimi yapılmadan tahsilatın yapılmasıyla davacı tarafından kabullenilmiş olan gecikmeli olarak ödenmiş hasılat paylarından çok daha sonra, gecikme faizi-zammının öncelikle tenzil edilip kalan miktarın anaparadan düşüleceğine ilişkin davacı uygulamasının hakkaniyete aykırı olduğu; davalının, geç ödediği hasılat paylarına ait 38.540,83 TL faiz borcundan ötürü 6111 sayılı Kanunun 17/25-a maddesi gereğince yeniden yapılandırma hakkından faydalanabileceği bildirilmiştir.
Davacı Hazine’den, kendisine yapılan ödemeleri kabul ederken ihtirazi kayıt koymasını beklemek mümkün görülmediğinden mahkemece yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamıştır. Bu sebeple mahkemece, 3 kişilik ehil bilirkişi kurulu vasıtasıyla yeniden araştırma ve inceleme yapılarak davacı Hazine’nin gecikme tazminatı alacağı düşüldükten sonra hasılat payı alacağı bulunup bulunmadığı tespit edilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Değinilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/18122 E. , 2019/3658 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 106 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat