14. Hukuk Dairesi 2017/1992 E. , 2020/8203 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2017/1992 E. , 2020/8203 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.11.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan yargılama sonunda asıl davanın kabulüne; birleştirilen dosyada davacı ... vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.01.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan yargılama sonunda birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 07/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili; müvekkilinin mülkiyetindeki 139 ada, 13 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını beyan ederek, davalıların mülkiyetindeki 139 ada 13, 14, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlardan bedeli karşılığında geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin mülkiyetindeki 139 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını beyan ederek, davalıların mülkiyetindeki 139 ada, 5 ve 15 parsel sayılı taşınmazlardan bedeli karşılığında geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Bir kısım davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 139 ada, 13 ve 14 parseller lehine; 139 ada, 5 parsel aleyhine, fen bilirkişisi...in 11/02/2016 tarihli raporuna ekli krokisinde kırmızı renkle gösterilen 357,46 m2 alanda geçit hakkı kurulmasına, geçit hakkının tapuya şerhine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre; dava dilekçesinin davalı ...'nın '... t' adresinde aynı konutta birlikte yaşadığı eşine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinden sonra, gerekçeli kararın da mahkemece bilinen bu adresine tebliğ edilmesi gerekirken, ...t' adresine çıkarılan gerekçeli karar tebligatının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, ancak yasa yoluna başvurulmadığından mahkemece hükmün kesinleştirildiği, devam eden süreçte mahkemece temyiz incelemesinin değerlendirilmesine ilişkin ek karar verilmediği, dosyadaki kesinleşme şerhinin ise kaldırdığından davalı ...'ya yapılan gerekçeli karar tebligatının usulüne uygun yapılmadığı belirlenerek davalının temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilmek suretiyle temyiz incelemesine geçilmiştir.
1) Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
2) TMK’nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumlarına göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
3) Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü küçük olan taşınmazlar yerine öncelikle yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit kurulması tercih edilmelidir. Ayrıca ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması için aleyhine geçit kurulan parseller bölünmeksizin geçit tesisine karar verilmesi gerekir. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olaya gelince; davacı taşınmazının genel yol ile bağlantısının olmadığı sabittir. Ancak; mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş ise de geçit güzergahı olarak kabul edilen 5 parsel sayılı taşınmazın, diğer alternatifteki 15 parsel sayılı taşınmazdan daha küçük yüzölçümlü olduğu ve kurulan hükümle de eninin daraldığı, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırı olarak, yeterince değerlendirilmeden ve gerekçelendirilmeden geçit hakkı tesis edilmesi yerinde değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda uygun güzergah belirlenmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön