14. Hukuk Dairesi 2016/17706 E. , 2020/8073 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/17706 E. , 2020/8073 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.08.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 19.09.2012 tarihinde vefat eden ...’nın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın süresi içerisinde açılmadığını, dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece araştırılması gerektiğini, mahkemece davanın kabulüne karar verilecekse de yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK'nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Mahkemece murisin ölüm tarihi esas alınarak bankalarda mevduatının bulunup bulunmadığının, murisin adına kayıtlı taşınmaz ve adına kayıtlı araç olup olmadığının belirlenmediği görülmektedir. O halde murisin ölüm tarihi olan 19.09.2012 tarihi itibariyle bankalarda mevduat hesabının, taşınmaz kaydı ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili banka ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da icra müdürlükleri ile muris adına kayıtlı Toprak Tekstil unvanlı ticari işletmeye ait defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak murisin vefat tarihi itibariyle borçlarının tespiti sağlanmalıdır. TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçıların mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır. Terekenin ve davacıların durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacıların sorumlu tutulması, davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davacının verdiği vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de yerinde değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön