14. Hukuk Dairesi 2016/19099 E. , 2020/7851 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/19099 E. , 2020/7851 K.


'İçtihat Metni'

14. Hukuk Dairesi


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/01/2013 gününde verilen dilekçe ile ipotek şerhinin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 24/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ipotek şerhinin terkini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ... ile dava dışı ... İnş. Ltd. Şti. arasında noterde yapılan 31.07.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, murise ait 405 ada 905 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yüklenici tarafından inşa edilecek binanın dubleks daire vasfındaki 3 No'lu bağımsız bölümünün murise ait olacağının kararlaştırıldığını, dairenin kaba inşaatının bitmiş şekilde teslim edildiğini, inşaat tamamlanmadan ...'nin ölmesi üzerine dairenin müvekkilleri tarafından ikamet edilebilir hale getirildiğini ve o tarihten beri burada oturduklarını, taşınmazın 10.12.2007 tarihli kat irtifakı tesisi edinme sebebine dayalı olarak yüklenici şirket adına kayıtlı olduğunu, yüklenicinin tapuyu devretmekten kaçınması nedeniyle mirasçılar tarafından aleyhinde kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığını, bu sırada yüklenici şirket tarafından taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 16.05.2008 tarihinde ipotek tesis edildiğini ve borcun ödenmemesi nedeniyle davalı bankanın şirket aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığını öğrendiklerini, tapu iptali ve tescil davası sonucunda ise mahkemece, davanın kabulü ile 3 No'lu bağımsız bölümün davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, 07.12.2012 tarihli bu karar ile mülkiyetin müvekkilleri ile diğer mirasçılara geçtiğini, ancak davalı banka tarafından yürütülen icra takibinde dava konusu dairenin satışa çıkarıldığını belirterek satış işleminin tedbiren durdurulmasını ve tapu kaydı üzerindeki ipotek şerhinin terkinini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunmuş; müvekkili idarenin yasal hasım olduğunu ve kusurunun bulunmadığını belirterek yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuştur.
Davalı banka vekili, dava dışı yüklenici şirket ile diğer borçlular aleyhinde yürütülen icra takibinin kesinleşmesi üzerine dava konusu bağımsız bölümün, açık artırma yoluyla dava dışı ...'e satıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek reddini savunmuştur.
Davacılar vekili, 23.09.2014 tarihli dilekçesi ile yeni kayıt maliki ...'in davaya dahil edilmesini talep etmiş; usulüne uygun şekilde tebligat yapılarak davaya dahil edilen ... ise davaya cevap vermemiştir.
Davacılar vekili, 24.02.2016 tarihli son celsede, dava konusu bağımsız bölümün müvekkillerine satıldığını ve tapu kaydı üzerindeki ipotek şerhi ile buna bağlı olarak konulan ihtiyati tedbir şerhlerinin kaldırıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını belirterek yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve davalılar lehine 9.150,00'er TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2)6100 sayılı HMK’nın 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 323/ğ maddesi uyarınca, vekalet ücreti de yargılama giderleri arasında yer alır.
6100 sayılı HMK'nın 331/1. maddesine göre de, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.
Yapılan bu genel açıklamalar ışığında somut olaya gelince;
Dava konusu 3 No'lu bağımsız bölüm, davacıların murisi ile dava dışı yüklenici şirket arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacılara verilmesi gereken yer ise de, anılan bağımsız bölümün üzerinde bulunduğu 405 ada 904 parsel sayılı taşınmazda, davacıların murisi ...'nin payının sözleşme gereği yüklenici ... İnş. Ltd. Şti'ye devredildiği, daha sonra 10.12.2007 tarihli kat irtifakı tesisi işlemi ile 3 No'lu bağımsız bölümün yüklenici şirket adına kayıtlandığı, 16.05.2008 tarihinde de üzerinde davalı ... A.Ş. lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmakla, ipoteğin konulmasında davalı bankanın kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından ve davanın açıldığı tarihte davalı banka yönünden davacı taraf haklı bulunmadığından, kendisini vekille temsil ettiren davalı ... A.Ş. lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Öte yandan, her ne kadar dava açılırken Kdz. Ereğli Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilmiş ise de tapu müdürlüğü ipotek lehtarı olmadığından, davada pasif husumet ehliyeti de bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, davanın Kdz. Ereğli Tapu Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek, yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucuna ayrı bir madde olarak 'davalı ... aleyhindeki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine' cümlesinin ve 4. maddesinde yer alan '9.150,00' rakamlarının hükümden çıkarılarak yerine “1.800,00' rakamlarının eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 26.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön