14. Hukuk Dairesi 2017/30 E. , 2020/7824 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2017/30 E. , 2020/7824 K.


'İçtihat Metni'

14. Hukuk Dairesi


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, yola cephesi bulunmayan 380 parsel sayılı taşınmazı lehine davalılara ait 1341, 388 ve 389 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar yargılama aşamasında kendi taşınmazlarından geçit hakkı verilmesine rızalarının olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait 380 parsel sayılı taşınmaz lehine, 15.02.2013 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda belirlenen 3 numaralı güzergahtan 1341 parsel, 388 ve 389 parseller aleyhine raporda belirtilen şekli ile geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Mahkemece, 15.02.2013 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda belirlenen 3 numaralı güzergah üzerinden davacı taşınmazı lehine geçit hakkı tesis edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalılara ait üç adet parseli kapsayan güzergah üzerinde yaşları 80 ila 100 arasında bulunan, yetişmiş ve verimli toplam 12 adet zeytin ağacının bulunduğu, geçit tesisi için kesilecek olduğu, menfaat dengesi gözetildiğinde davalılara verilecek zararın tespit edilenden fazla olacağı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bilirkişi raporlarında belirlenen bir kısım alternatiflerde, diğer alternatiflere göre eğiminin fazla olması sebebiyle bu güzergahlardan geçit hakkı verilmemiş ise de; fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği, güzergahlar üzerinde bulunan ağaçların yaşları ve sayısı da nazara alınarak eğimli olan alternatiflerde iş makineleriyle makul sürede çalışma ve masraf yapılarak yol geçirilmesinin uygun olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Makul süre ve masraf yapılmak suretiyle eğim bulunan güzergahlardan kadastral yola ulaşım sağlanması mümkün olduğu takdirde bu seçeneklerden birinde geçit kurulması da tercih edilebilir. Ayrıca davacının kullanım amacı da dikkate alınarak Türk Medeni Kanununun 748. maddesinde düzenlenen, taşınmaz malikinin taşınmazını işletme veya iyileştirme ya da taşınmazı üzerinde yapı yapma amacıyla komşu taşınmaza geçici olarak girme hakkı ile tarla yolu, hayvan sulama yolu, kış geçidi, tomruk kaydırma yolu ve oluğu ve bunlara benzer diğer geçitler kurma imkanının bulunduğu da değerlendirmeye alınmalıdır. Tüm bu değinilen ilkeler ışığında inceleme ve araştırma yapılarak en uygun alternatifin saptanması, sonrasında oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön