14. Hukuk Dairesi 2017/1332 E. , 2020/7337 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2017/1332 E. , 2020/7337 K.


'İçtihat Metni'

14. Hukuk Dairesi


MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/04/2010 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/06/2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkindir.
Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 323, 384 ve 918 parsel numaralı taşınmazlarda taraflar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğunu, taşınmazlar üzerindeki tasarruf haklarını kullanamadıklarından elbirliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesini istemiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 323, 384 ve 918 parsel sayılı taşınmazlardaki elbirliği mülkiyetinin iptaline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Somut olayda; temyiz eden davalı ... vekili 15.11.2016 tarihli temyiz dilekçesi ile müvekkiline yapılan gerekçeli karar tebligatının usulsüz olduğunu belirterek temyiz talebinin süresinde olduğunu, müvekkilinin 23.08.2011 teslim tarihli gerekçeli karar tebligat evrakında gösterilen adreste hiçbir zaman oturmadığını beyan etmiştir. Davalı vekilinin itirazı doğrultusunda yapılan incelemede; gerekçeli karar tebligatlarının, davada taraf olan yirmi iki davalının tamamına ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Çal Sokaktaki aynı adres gösterilerek çıkarıldığı tespit edilmiş olup yirmi iki davalının tamamının aynı adreste oturuyor olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve tebligatların davalılar tarafından bizzat teslim alınmadığı anlaşılmakla davalı ...'e yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu dolayısıyla davalı vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz itirazlarına geçilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder.
Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Mirasçılara gönderilecek davetiyede 'belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin' bildirilmesi zorunludur.
Bu tür davalarda mirasçılık belgesine atıf yapılmakla yetinilmemeli; hüküm sonucunda infazda tereddüte neden olunmayacak şekilde elbirliği halindeki mülkiyetin veya payın mirasçılık belgesindeki paylar oranında paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; davalılara Türk Medeni Kanunun 644. maddesinde öngörülen şerhi içeren davetiyeler tebliğ edilmemiş olup, 7201 sayılı Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler de nazara alınarak Türk Medeni Kanununun 644. maddesi gereğince ihtaratlı dava dilekçesi tebliğ edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 16.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Başkan



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön