14. Hukuk Dairesi 2016/16782 E. , 2020/6895 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/16782 E. , 2020/6895 K.


'İçtihat Metni'

14. Hukuk Dairesi

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04/09/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vasisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin mirasbırakanı ...'ın 20/01/1075 tarihinde Almanya Duisburg Şehri Gençlik Dairesine bizzat giderek imzalamış olduğu nafaka yükümlülüğü ve babalığın tanınmasına dair senet muvafakiyet beyannamesi ile müvekkilinin babası olduğunu kabul ettiğini ve davacıyı tanıdığını, mirasbırakanın 25/11/1993 yılında müvekkilinin annesi olan ... ile resmen evlendiğini, bu resmi nikahın hem Almanya hem Türkiye Nüfus Müdürlüklerinde kayıtlı olduğunu, Renata Schuh’un 13/11/2004 tarihinde müvekkilinin babası ... ile evli iken Almanya'da vefat ettiğini, mirasbırakan ...'ın da 22/09/2006 tarihinde Türkiye'de dul olarak vefat ettiğini, davalının ise müvekkilinin halası olduğunu, müvekkiline pay verilmeyen İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/71 Esas, 2008/36 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptalini istemiştir.
Davalı vasisi duruşmada: davacının davalının kardeşi olan ...'ın oğlu olduğunu, veraset ve intikal vergilerinin zamanında ödenmesi için veraset ilamını acilen almak zorunda kalındığını, davacının Türk kayıtlarında henüz işlemleri tamamlanmamış olduğundan o dönemde kayıtlarda görünmediğini ve bu yüzden İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/71 Esas, 2008/36 Karar sayılı ilamının düzenlendiğini beyan etmiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü davalı vasisi temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesinde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği açıklanmıştır. Bu tür davaların kural olarak hasımsız açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu olgunun sonucu olarak bu tür davalar sonucunda verilen hükümler kesin hüküm oluşturmadığı gibi, hatalı oldukları öne sürülerek her zaman için iptalleri de istenebilir.
Aynı Kanunun 575. maddesinde de mirasın miras bırakanın ölümüyle açılacağı, 495. maddesinde miras bırakanın birinci derece mirasçılarının onun altsoyu olduğu, çocukların eşit olarak mirasçı oldukları, miras bırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı, 496. maddesinde altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçılarının ana ve babası olduğu, bunların eşit olarak mirasçı olacakları, miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoylarının alacağı açıklanmıştır.
2644 sayılı Tapu Kanununun 35. maddesinde ise, yabancı uyruklu gerçek kişilerin ancak karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde taşınmaz edinebilecekleri belirtilmiştir. Karşılıklılığın miras bırakanın ölüm günü itibarıyla aranması gerekir. Türk Yabancılar Hukuku'nun genel ilkelerinden olan karşılıklılık, uluslararası bir anlaşma ile tanınabileceği gibi, iç hukukta bir engel koymama biçiminde de gerçekleşebilir. Ancak karşılıklılığın belirlenmesinde en önemli nokta, idari karar veya özel kanunlarla Türk vatandaşları bakımından mülkiyet hakkının kısmen veya tamamen sınırlandırılıp sınırlandırılmadığı, bir başka deyişle fiili karşılıklılığın bulunup bulunmadığıdır. Yabancı ülke mevzuatında bir engel bulunmamakla birlikte, Türk vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa karşılıklılık bulunduğundan söz edilemez. Bunun yanında yabancı ülke mevzuatında taşınmazın bulunduğu yer bakımından, örneğin kıyı ve sınır bölgelerindeki taşınmazlarla ilgili olarak izne bağlılık ve yasaklamalar getirilmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa dahi, kıyı ve sınır bölgelerindeki taşınmazların yabancı tarafından edinilebileceği de kabul edilemez. Bu hükümlerin taşınır mallar, alacak ve diğer haklar yönünden uygulanamayacağı, yabancı uyruklu mirasçıların hiçbir kayıt ve sınırlandırmaya tabi olmaksızın miras bırakanın Türkiye'de bulunan taşınır mallarını, hak ve alacaklarını miras yolu ile edinebilecekleri kuşkusuzdur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 244. maddesinde, “Yabancı devlet makamlarınca hazırlanan resmî belgelerin, Türkiye’de bu vasfı taşıması, belgenin verildiği devletin yetkili makamı veya ilgili Türk konsolosluk makamı tarafından onaylanmasına bağlıdır’’ düzenlemesi yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 216. maddesinde “Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda, mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslının verilmesini de isteyebilir’’ düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olaya gelince, mahkemece hükme esas alınan çocuğun tanınmasına dair Almanya Duisburg Şehri Gençlik Dairesinin Nafaka Yükümlülüğü ve Babalığın Tanınmasına Dair Senet Muvafakiyet Beyannamesi ile bu belgenin onaylandığı Düsseldorf Başkonsolosluğunun imza ve mührünün bulunduğu belge asılları getirtilmeden belirtilen belgelere dayalı hüküm kurulması, ayrıca mirasbırakanın Türkiye’de taşınmazı bulunması nedeni ile mirasçı olduğunu iddia eden davacının yabancı uyruklu olduğu dikkate alınarak Tapu Kanununun 35. maddesine göre mirasbırakanın ölüm tarihi (22.09.2006) esas alınarak ülkemiz ile davacının vatandaşı olduğu Almanya arasında miras yolu ile taşınmaz mülkiyetini edinme konusunda karşılıklılık bulunup bulunmadığının araştırılmamış olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön