14. Hukuk Dairesi 2016/15627 E. , 2020/5720 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/15627 E. , 2020/5720 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, 04.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, mirasın hükmen reddi talebine ilişkindir.
Davacılar, miras bırakan ...’in 27.09.2013 tarihinde vefat ettiğini belirterek hasımsız olarak açılan davada terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, verilen kesin süre içinde muris alacaklılarının davaya dahil edilmediği gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK'nın 605/2. maddesine dayanan mirasın reddi istemi süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2).
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Mirasın reddi talebinde bulunan mirasçıların davayı vekil ile takip etmeleri halinde mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca somut olaya gelince;
Mahkemenin 08.12.2015 tarihli duruşmasında verilen arar karar ile davacı tarafından hasımsız olarak açılan davada husumetin yöneltileceği kişileri belirlemesi için davacılar vekiline 08.03.2016 tarihli duruşma gününe kadar kesin süre verilmiş ve davacı vekilinin kesin süreye rağmen bu usul noksanlığını yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacılar vekilinin 07.03.2016 tarihinde mahkemenin ara kararına uygun şekilde dilekçe verdiği anlaşıldığından, davanın reddine yönelik kararın bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, davacıların verdikleri vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından, davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 01.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön