14. Hukuk Dairesi 2016/16262 E. , 2020/4847 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/05/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, terditli alacak birleştirilen davada temliken tescil talepleri üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebi yönünden asıl ve birleştirilen davada tescil talebinin reddine, terditli alacak talebinin kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar ... mirasçıları ortak vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat, birleştirilen davada temliken tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin ... Köyü 96 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını taşınmaz maliki ...’den adi yazılı satış sözleşmesi ile satın aldığını, alım bedelinin 4.000,00TL nakit ve 25 koyun olduğunu, burayı satın aldıktan sonra müvekkilinin tarla üzerine inşaat yaptığını, ...'in taşınmazı ...'a satarak taşınmazın ... adına tescil ediliğini beyan ederek, tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde dava hakları saklı kalmak kaydı ile 4.000,00TL ve 25 koyun karşılığı 7.500,00TL'nin davalı ... mirasçılarından dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava dosyası ile birleştirilen ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin 2010/202 Esas 2011/442 Karar sayılı dosyasında ise davacı vekili, müvekkilinin 96 parsel sayılı taşınmazda malik sıfatıyla iyiniyetli olarak yaptırdığı evde oturduğunu, üst inşaat değerinin alt arsadan yüksek olması nedeniyle davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... mirasçıları ortak vekili ile birleştirilen davada davalı ... vekili davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davada davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacının terditli olarak açtığı tazminat davasının davalılar ... mirasçıları yönünden kabulü ile 33.323,00TL'nin dava tarihi olan 28.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili ve davalı ... mirasçıları ortak vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesi hükmünce hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar vermesi mümkün değildir. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu emredici hüküm olduğundan mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Aynı maddenin 2. bendine göre hakimin tarafların talebiyle bağlı olmadığına dair kanun hükümleri saklı ise de; somut olayda uygulanması gereken böyle bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Uygulama ve doktrinde buna taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK'nun 176. maddesinde ıslah; “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir' olarak tanımlanmıştır.
Somut olaya gelince; asıl davada dava açılırken dava değerinin 7.500,00TL gösterildiği ve bu değer üzerinden harcın ödendiği, davacının ...’e ödediği satış bedelinin ödeme tarihinden dava tarihine kadar geçen dönemde denkleştirme hesabının yapılması yönünde aldırılan bilirkişi raporunda hesaplan 33.323,00TL’nin hükme esas alındığı ancak, yargılama aşamasında davanın ıslahına yönelik dilekçe sunulmadığı, ıslah ve tamamlama harcının da yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Davacının 7.500,00TL tazminata hükmedilmesini talep ettiği, yargılama sırasında da değer yönünden davayı ıslah etmediğinden, HMK’nın 26/1. maddesi hükmü gereği talepten fazlaya karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... mirasçıları ortak vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan
14. Hukuk Dairesi 2016/16262 E. , 2020/4847 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat