14. Hukuk Dairesi 2016/13859 E. , 2020/3644 K.
'İçtihat Metni'
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21/01/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ile yeniden mirasçılık belgesi verilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 09/09/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dedeleri olan Muris ...’ın ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.12.2010 tarih 2010/2152 Esas 2010/2138 Karar sayılı veraset ilamında sadece davalı amcaları ... ve ...’ın mirasçı olarak gösterildiği, babaları ...’ın mirasçı olarak gösterilmediği, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/99 Esas 2014/93 Karar sayılı veraset ilamında ise kendilerininde mirasçı olarak gösterildiği davalıların ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen veraset ilamına göre tasarrufta bulunduklarını ileri sürerek ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.12.2010 tarih 2010/2152 Esas 2010/2138 Karar sayılı veraset ilamının iptali ile yeni veraset ilamı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davacıların babası ...’ın kendilerinin öz kardeşi olmadığı, annelerinin bir babalarının ayrı olduğu, kütük sahifesinin ayrı olduğu, evlatlık belgesininde doğum belgesinin de bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, “Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle” görevsizlik kararı vermiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 21.01.2015 tarihinde açılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 23/2.maddesi uyarınca, Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.
Öte yandan, 01.10.2011 tarihinden önce yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun sulh hukuk mahkemesinin görevini belirleyen 8/II-5. bendi 'mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarına…' bakar şeklinde olduğu halde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesi, 'Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir' hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 2. maddesinde ise, 'Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi' olduğu vurgulanmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4/1-ç bendinde, 'Bu kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalara sulh hukuk mahkemesi bakar' yine aynı kanunun, görevli mahkeme başlığını taşıyan 383/1. fıkrasında; 'çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi' olduğu açıklanmıştır. Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 598/1 maddesinde de veraset belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 'çekişmesiz yargı işleri' başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece veraset belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Somut olaya gelince; mahkemece, veraset belgesinin iptali veya değiştirilmesine ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmişse de; eldeki davada verasetin iptali yada değiştirilmesinin uyuşmazlığı çözecek nitelikte olmadığı, kişilerin kapsamlı nüfus kayıtlarıyla sulh hukuk mahkemesine müracaat ederek kayıtlara uygun bir veraset ilamı alması gerekirken sanki kayıtlara göre mirasçı olmayan bir kişinin mirasçı sıfatının tespiti sonucuna varılmak amacıyla dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Miras üzerindeki haklarının ve paylarının doğru gösterilmediğini, mirasçıların eksik ya da hiç gösterilmediğini, yanlış kişilerin gösterildiğini ileri süren mirasçılar mirasçılık belgesinin iptalini isteyebilirler, davacılar vekili de dava dilekçesinde ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 31.12.2010 tarih 2010/2152 Esas 2010/2138 Karar sayılı veraset ilamının iptali ile yeni veraset ilamı verilmesini istediğine göre davanın, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olduğu açıktır.
Veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı da bir gerçektir. Bu durum karşısında 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin bu dava bakımından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece, işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın iadesine, 11.06.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Davada, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 2010/152 Esas, 2010/2138 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali talep olunmuştur.
Mahkemece, mirasçılık belgesinin iptali ve değiştirilmesine ilişkin davalarda, öğretinin görüşleri ve yargı kararları nazara alındığında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, ancak dosyaya ibraz edilen her iki mirasçılık belgesinin de hatalı olması nedeniyle verilecek iptal kararının uyuşmazlığı çözmeyeceği, uyuşmazlığın ancak kayıtlara ve usulüne uygun yeni bir mirasçılık belgesi verilmesiyle çözüleceği, yeni bir mirasçılık belgesi verilmesinin ise sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu belirtilerek mahkemelerinin görevsizliğine ve dosyanın talep halinde ... Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sayın çoğunluk, mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olduğunu, çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığını, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olmayıp, asliye hukuk mahkemeleri olduğu, uyuşmazlığın esasıyla ilgili olarak mahkemece bir karar verilmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmesini doğru bulmayarak hükmün bozulmasına karar vermiştir.
I- Bilindiği gibi,
A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, “Mirasçılık belgesi” kenar başlıklı 598. maddesinin birinci fıkrasında, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği,
B) 1512 sayılı Noterlik Kanununun “İtiraz” kenar başlıklı 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunabilecekleri, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğinin ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirileceği,
Hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre; mirasçılık belgesi, başvuru üzerine sulh hukuk mahkemeleri veya noterler tarafından verilebilecektir. Noterler tarafından verilen mirasçılık belgesine karşı, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilme imkânı bulunmaktadırlar.
Dava, 21/01/2015 tarihinde açılmış olup, görev hususu 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenecektir.
II- 6100 sayılı Kanunun;
1- “Görevin belirlenmesi ve niteliği” kenar başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların, kamu düzeninden olduğu,
2- “Çekişmesiz yargı işleri” kenar başlıklı 382. maddesinin ikinci fıkrasının, “Miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri” başlıklı “c” bendinin “6” nolu alt bendinde yer alan “Mirasçılık belgesi verilmesi”nin çekişmesiz yargı işi olduğu,
3- “Görevli mahkeme” kenar başlıklı 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu,
4- “Kararlara karşı başvuru yolları” kenar başlıklı 387. maddesinde, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililerin, özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, kararın öğrenilmesinden itibaren iki hafta içinde, bu Kanun hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabilecekleri hükmüne yer verildiği,
5- Geçici 3. maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı,
Hüküm altına alınmıştır.
III- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, sulh hukuk mahkemesinin görevlerini düzenleyen 8. maddesinin ikinci fıkrasının 6.bendinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını sulh hukuk mahkemesinin göreceği hüküm altına alınmaktaydı. 6100 sayılı Kanun, mirasçılık belgesinin düzenlenmesi konusunu, yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde çekişmesiz yargı işlerinden saymış ve görevli mahkemenin sulh mahkemesi olduğunu belirterek, 1086 sayılı Kanundan ayrılmamıştır. Mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda 1086 sayılı Kanundan farklı bir düzenlemeye giden 6100 sayılı Kanun, bu konularda ilk derece mahkemelerini görevlendirmemiş, 387. madde uyarınca hukuki yararı bulunan ilgililerin kararı öğrenmelerinden itibaren iki hafta içinde, ancak istinaf yoluna başvurabileceklerini öngörmüştür.
6100 sayılı Kanun, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda sulh veya asliye hukuk mahkemelerine görev vermemiş, bu konudaki görevli mahkemenin istinaf yoluna başvurulmak suretiyle bölge adliye mahkemesi olduğuna hükmetmiştir,
Temyiz incelemesine konu dava, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20/7/2016 tarihinden önce 21/01/2015 tarihinde açılmış ve 9/9/2015 tarihinde karara çıktığından, mirasçılık belgesinin iptali konusunda görevli mahkemeyi belirlemek için 6100 sayılı Kanunun intikal hükümlerine bakmak gerekecektir.
Kanunun, geçici 3. maddesinin üçüncü fıkrasında, bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, sulh hukuk mahkemesinin görevlerini düzenleyen 1086 sayılı Kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davaları sulh hukuk mahkemesinin görevleri arasında sayılmış ve bu davalar sulh hukuk mahkemeleri tarafından karara bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanunun 1. maddesinde de belirtildiği gibi mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenebilir. Yukarıda sayılan kanun hükümleri çerçevesinde mirasçılık belgesinin iptali davalarına, bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçene kadar eskiden olduğu gibi sulh hukuk mahkemeleri bakmakla görevlidir. Bu nedenlerle, dosyaya sunulan ve birbiriyle çelişen iki mirasçılık belgesinden yanlış olanının iptal edilmesi veya her iki mirasçılık belgesinin de hatalı bulunması halinde iki mirasçılık belgesi de iptal edilerek, yeni bir mirasçılık belgesi verilmek üzere yargılamanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmelerle görevsizlik kararı verilmesi doğru değil ise de verilen görevsizlik kararı doğrudur. Hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılamıyorum.
14. Hukuk Dairesi 2016/13859 E. , 2020/3644 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat