14. Hukuk Dairesi 2016/14986 E. , 2020/3422 K.
'İçtihat Metni'
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/07/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının ... ili, ... ilçesi, 128 ada 46 parsel sayılı taşınmazda 13.04.2015 tarihinde davacının kızı dava dışı ...'nun payını satın aldığını, resmi senette gösterilen bedelin muvazaalı olduğunu belirterek önalım hakkı nedeniyle tapuda davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın evveliyatta 1079 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, davacının davalının amcası olduğunu, kök muris ...in davacı ile davalının babası olan...'e dava konusu taşınmazı bağışladığını, bugüne kadar taşınmazın fiilen ikiye bölünmüş olarak kullanıldığını, davalının babasının kullandığı kısımdaki ev ile ilgili daha önce niza oluştuğunu, dava konusu taşınmaz ile ilgili davalı ile davalının kardeşi tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/77 Esas sayılı tapu iptali ve tescil istemli davada davalılardan biri olan eldeki davanın davacısı ...'in dava konusu yerdeki evin yapımında müvekkili ...'in emeği olduğunu beyan ederek davayı kabul ettiğini ancak diğer paydaşların davayı kabul etmemesi nedeniyle davanın reddedildiğini, davalının dava konusu taşınmazda daha önce dava dışı...'nin payını da satın aldığını, davalı ile davacı arasındaki şifahi sözleşme gereğince davalının satın aldığı...'ye ait payı davacıya temlik ettiğini, davacının da buna karşılık olarak dava konusu payın davalı tarafından satın alınması için aracılık ettiğini, davacının güvene aykırı davranarak eldeki davayı açtığını, bedelde muvazaa bulunmadığını, dava konusu payın davalının babasından kalması nedeniyle 3. kişilere nazaran müvekkil için daha kıymetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 128 ada 46 parsel sayılı taşınmazda davalı adına kayıtlı olan 9/32 oranındaki payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Ön alım davasına konu paya ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir.
Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davalı taraf eylemli paylaşma iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı eylemli paylaşma savunmasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir.
Somut olaya gelince; mahkemece 01.12.2015 tarihinde fen ve inşaat bilirkişisi refakatiyle gerçekleştirilen keşif sonucunda alınan 07.12.2015 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda dava konusu olan 1636 metrekare yüzölçümüne sahip taşınmazda toplam 9 adet ev, ahır, samanlık, kuruluk ve garaj niteliğinde yapılar bulunduğu tespit edilmiş, 03.12.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda ise bu yapılar harflendirilerek bir kısmının davacı bir kısmının ise davalının kullanımında olduğu belirtilmiştir.
Önalım hakkına konu olan taşınmazda eylemli olarak davacıya ve davalıya pay satan kişinin ayrı ayrı kullandıkları kısımların bulunması halinde mahkemece re'sen ve varsa taraf delilleri de toplanmak araştırma yapılması gerekmektedir. Fen bilirkişisi raporunda tarafların taşınmaz üzerinde kullandıkları yapıların bulunduğu bildirildiğinden tarafların gösterecekleri tanıklar ile mahkemece re'sen belirlenecek mahalli bilirkişiler refakatiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak HMK 259/2. maddesi gereğince tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek tüm taraf delilleri toplanıp özellikle zeminde davacı ve davalı ile davalıya pay satanın ayrı ayrı kullandığı yer olup olmadığı bu bölümlerin kullanımına itirazın bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durularak çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
14. Hukuk Dairesi 2016/14986 E. , 2020/3422 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat