14. Hukuk Dairesi 2016/18647 E. , 2020/7916 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

14. Hukuk Dairesi 2016/18647 E. , 2020/7916 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, 11.06.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir.
Davacı, 07.07.1974 tarihinde ölen muris ...’in veraset ilamının verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, talebin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi hükmünde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesi'nce mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği açıklanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açıldığı gibi aynı Kanun'un 30. maddesi hükmüne göre de; nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde, gerçek durumun her türlü delille kanıtlanması mümkün olduğu düzenlenmiştir. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Öte yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 500 maddesinde evlatlık ve altsoyun, evlat edinene kan hısmı gibi mirasçı olacağı, evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığının da devam edeceği, evlat edinen ve hısımlarının evlatlığa mirasçı olmayacakları düzenlenmiştir.
Somut olayda, muris ...’in kendisinden sonra ölen kızı ...’dan sonra 26.08.2005 tarihinde ölen damadı ...’un çocukları olduğundan bahisle ...’un mirasçı olarak gösterildikleri, ne varki anılan kişilerin baba adlarının ... olmadığı, nüfus kaydının açıklamalar kısmında “... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/158 Esas, 1988/388 sayılı Karara istinaden bu kayda geldiklerinin belirtildiği, evlatlık olabilecekleri düşünülse de dosya içindeki evraktan bu hususa netlik kazandırılamadığı, anılan kişilerin nüfus kayıtlarının açıklamalar kısmında belirtilen mahkeme kararının dosya içerisine alınması, bu kişiler ile ... arasındaki soy bağı ilişkisi açıkça ortaya konulduktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yetinilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, murisin miras payı 60 olarak kabul edilmiş ise de mirasçılara isabet eden paylar toplamının 170 olduğu, mirasçı olarak belirtilen ...’in, muris ...’nın gelini olduğu, ...’nın 1974 yılında evli olarak öldüğü, sağ kalan eşi ...’nın 1986 yılında öldüğü, ...’in eşi ...’in ise 1986 yılında evli olarak vefat ettiği, bir diğer anlatımla ...’in, babasından sonra ancak annesinden önce öldüğünden ...’in, kayınvalidesi ...’dan gelecek miras payından eşi ... annesinden önce öldüğünden pay alamayacağı düşünülmeksizin karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 01.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön