14. Hukuk Dairesi 2016/16763 E. , 2020/5315 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, Merkez ... Mahallesi 680 ada 45 parsel sayılı taşınmazın 12.07.1966 tarihinde 436 sayılı Karar ile ... Belediyesi tarafından muris ...'e tahsis edildiğini, taşınmaz üzerinde konutlar mevcut olduğunu, emlak vergisinin ödendiğini, arsa bedelinin ödendiğine dair makbuzun ibraz edilmediği gerekçesi ile davacılar adına tapu verilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, belediyelerde taşınmaz mal satımına karar verme yetkisinin Belediye Kanununun 18/e maddesine göre belediye meclisinde olduğunu, bu yönde alınacak meclis kararını uygulama yetkisinin belediye encümenin yetkisi ve görevinde olduğunu, uygulamada satış konusunda encümen kararı alınan bir gayrimenkulün satış bedelinin satın alan kişi tarafından makbuz karşılığı idareye yatırıldığını, bundan sonra idarenin tapuda devir işlemini yaptığını, bazen taşınmaz satın alan kişilerin encümen kararına rağmen satış bedelini bilerek ya da bilmeyerek idareye yatırmadıklarını, bu durumda tescil işleminin yapılmadığını, davacıların ne satışa ilişkin encümen kararını ne de satış bedelini ödediklerine ilişkin makbuzu dosyaya ibraz edemediklerini, davacının iddiasını ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyada mevcut ... Belediyesi Sürekli Komisyonu (Belediye Encümeni) tarafından 12.07.1966 tarih 436 sayılı Karar ile dava konusu taşınmazın mülkiyeti belediyeye ait iken 1966 ve sonraki yıllarda 6188 sayılı Bina Yapımını Teşvik ve İzinsiz Yapılan Binalar Hakkındaki Kanunun 10. maddesi gereğince takdir edilecek bedelle meskensiz vatandaşlara tahsisen satışının yapılmasına ve bu kapsamda belirlenen 17 parsel sayılı 350 m2 miktarlı taşınmazın davacılar murisi ...'e belirlenen bedelle tahsisine karar verildiği, bu taşınmazın daha sonraki yıllarda yapılan tevhit ve ifraz işlemleri sonucunda 680 ada 45 parsel numarası ile davalı adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
1966 yılında yapılan satış nedeniyle satış bedeline ilişkin makbuzların bu güne kadar davacı tarafından saklanmasını beklemek davacıya yüklenecek ağır bir yük niteliğindedir. Söz konusu makbuzların davalı ...'de bulunmaması da davacılar aleyhine yorumlanamaz. Dosya kapsamından, satış tarihinden itibaren taşınmazın davacıların murisi ... ve O'nun ölümünden sonra da mirasçıları olan davacılar tarafından kullanıldığı, üzerinde muris tarafından 1970'li yıllarda yapılmış yapı bulunduğu, elektrik ve su aboneliklerinin yapıldığı, emlak vergilerinin ödendiği, kayıt maliki olan Belediye tarafından dava tarihine kadar her hangi bir uyuşmazlık çıkarılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda satış bedelinin davacıların murisi tarafından ödendiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Dosyada bir örneği bulunan ve Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesince de onama kararı verilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.10.2011 tarih ve 2008/166 Esas, 2011/762 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. Mahkemece ödeme makbuzlarının ibraz edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Diğer yandan satış tarihinde yürürlükte olan 1580 sayılı Belediye Kanununda belediyeye ait taşınmazların satışına ait yetki konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Konuya ilişkin 14 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunun 18/e maddesi ile; ' Belediyeye ait taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine vb. karar verme yetkisinin belediye meclisine ait olduğuna' dair düzenleme yapılmış ise de, 1966 yılında yapılmış olan bir satış için belediye meclisi kararı aranması da emsal kararlara aykırılık oluşturacağından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi. Başkan
K A R Ş I O Y
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun bozma yönündeki kararına katılamıyorum.
14. Hukuk Dairesi 2016/16763 E. , 2020/5315 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat