15. Hukuk Dairesi 2016/6536 E. , 2018/819 K.
'İçtihat Metni'
....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, araç iz dizaynının yapılması işini konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi, müspet zararlar ile manevi tazminat talebinden ibarettir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Davacı iş sahibi vekili, müvekkiline ait aracın iç dizaynının yapılması için davalıya teslim edildiğini ve bu iş için 23.288,48 TL bedel belirlendiğini, 23.250,00 TL bedelin davalıya ödendiğini, bedelin ödenmesine rağmen aracın tesliminin gerçekleşmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını, banka taksitlerini ödeyememesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığını, takip sonucu aracın davalı elinde iken haczedildiğini, 23.250,00 TL menfi zarar, 1.000,00 TL yoksun kalınan gelir nedeniyle müspet zarar ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı yüklenici vekili; davacıya ait aracın iç dizaynının yapılması için davacı ile anlaştıklarını, bu iş için 23.288,48 TL parça ücreti ve 5.000,00 TL işçilik ücreti konusunda anlaştıklarını, araç üzerinde gereken işlemleri yaptığını ancak işçilik ücretinin ödenmediğini, aracın icra kanalı ile elinden alındığını belirterek davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, karar davalı yüklenici vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarına gelince; taraflar arasında sözlü olarak düzenlendiği anlaşılan araç iz dizaynının yapılması işi konulu sözleşme, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden
./..
....
dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir...” hükmü bulunmaktadır. Bu hükümde borçlunun temerrüdü halinde alacaklının hakları düzenlenmiş olup, buna göre borçlunun temerrüdü halinde alacaklı sözleşmeden dönme yolunu tercih etmiş ise, sözleşmenin hükümsüzlüğü nedeniyle doğan zararını (menfi zarar) isteyemez.
Bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacı ile davalı arasında davacıya ait aracın iç dizaynının yapılması konusunda sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmakta olup, davacı ödemiş olduğu iş bedeli yanında kâr kaybı da talep etmektedir. Mahkemece iş bedeli olarak ödenen bedelin iadesi yanında davacının 6.000,00 TL kâr kaybı hüküm altına alınmıştır. Oysa ki kâr kaybı, Dairemizin yerleşik içtihatları kapsamında müspet zarar niteliğinde olup, az yukârıda yapılan açıklamalar doğrultusunda talep edilemez. Bu kalem yönünden davanın reddi gerekir iken kabulü doğru olmamış, kârarın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; kâr kaybı hesabı yapılır iken teslim süresi öngörülmeyen durumlarda, işin makul sürede ne kadar zamanda yapılacağının bilirkişi beyanı ile belirlenip teslim edilmesi gereken süre buna göre hesaplanarak, en geç aracın elden çıktığı tarihe kadar kâr kaybı istenebileceği kabul edilip buna göre hesaplama yapılması gerekir iken, aracın ilk tesliminden itibaren yapılan hesaplama ile karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Öte yandan dava tarihi 30.05.2013 olmasına rağmen kârar başlığında 11.10.2013 olarak gösterilmiş olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....
15. Hukuk Dairesi 2016/6536 E. , 2018/819 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat