16. Hukuk Dairesi 2018/2118 E. , 2018/6712 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2018/2118 E. , 2018/6712 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; 'dava konusu taşınmazın 1951 yılında yapılan kadastroda 'Hali' niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı, davanın, TMK'nın 713/1-3 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesine dayalı tescil ve tespit isteğine ilişkin olduğu, bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında özel mülkiyete elverişli olmasının gerektiği, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin taşınmazın niteliğini belirlemeye ve hüküm vermeye yeterli olmadığı belirtilerek, yerel ve teknik bilirkişi aracılığıyla yeniden taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması, ekteki dava dosyaları ve o dosyalardaki zilyetlik ve nitelik belirlemeleri, komşu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları ve tescile esas tüm tutanak ve belgeler göz önünde bulundurularak taşınmazın önceki niteliğinin kesin olarak belirlenmeye çalışılması, yakında bulunan genel harman yeri ve mera yolu belirlenip, teknik bilirkişi tarafından krokiye işaretlenmesi, tescile konu taşınmaz ile bağlantısının olup olmadığı üzerinde durulması, kamulaştırma haritasının zemine uygulanması, buna göre taşınmazın yerinin mahkeme ve Yargıtay denetimine açık şekilde belirlenmesi, krokiye işaretlenmesi, 2003/1374 Esas sayılı dava dosyası içinde 08.12.1995 tarihinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların 30 yılı aşkın süreden beri ... ve çocuklarının zilyetliğinde bulunduğu yönündeki ifadeleri hatırlatılarak eldeki dosyada dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımları arasındaki aykırılığın giderilmesine çalışılması, yine 1989-1990 yıllarında çevre yolunun geçtiği, bu tarihten sonra taşınmazın kullanılmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından, ...’nden fiili olarak elkoyma tarihi sorulup-belirlenerek dosya arasına konulması; taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar planının onaylandığı 15.07.1994 tarihi itibarıyla davacılar lehine kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, 1978 yılından önce çekilmiş hava fotoğrafının veya bu fotoğraftan yararlanarak oluşturulmuş memleket haritasının bulunduğu yerden istenerek uzman bilirkişiye uygulatılması, toplanan tüm taraf delilleri tartışılıp, değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine' değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişme konusu 932 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan 1032/2400 pay ile 934 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan 1411/5841 payın tapu kaydının iptali ile muris ...'nün ... 40. noterliğinin 29.11.2013 tarih 38459 yevmiye nolu veraset ilamındaki payları oranında mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adlarına, tapuya tesciline, fen bilirkişiler ... ile ... tarafından düzenlenen 12.06.2012 tarihli rapor ve eki krokide kırmızı boyalı (B) harfi ile gösterilen 2272 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 1375 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davalı ...'nün fiili olarak el koyduğu Temmuz 1991 tarihine kadar muris ...'nün zilyetliğinde bulunduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece çekişme konusu 932 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan 1032/2400 pay ile 934 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan 1411/5841 payın tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmişse de; davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını belirttikleri ve kadastro sırasında tescil harici bırakılan yere karşı 25.06.2001 tarihinde dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacılar tarafından adlarına tescil isteminde bulundukları taşınmazın bir bölümünün dava tarihinden önce 1998 yılında oluşturulan 934 ada 1 ve 932 ada 1 sayılı imar parsellerinde kaldığı kadastro teknikeri tarafından hazırlanan 05.06.2013 tarihli ek bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Yine Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre, oluşan usûli kazanılmış hakkın korunması bakımından bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç bir yer ise davacılar lehine kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının hava fotoğrafı veya bu fotoğraftan yararlanarak oluşturulmuş memleket haritası üzerinde uzman bilirkişiye uygulatılmak suretiyle belirlenmesi istenilmiş olduğu halde taşınmaz üzerinde hangi tarihten itibaren ekonomik amaca uygun zilyetliğin başladığı jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda tam olarak belirlenmemiş, taşınmaz bölümleri hava fotoğrafı üzerinde çakıştırılmalı olarak gösterilmemiştir.
Hal böyle olunca; bu kez Karayollarının fiilen el koyduğu 1991 tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ve farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ile bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ve temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları dosya arasına konulmalı; bundan sonra mahallinde yerel bilirkişiler, davacı tanıkları, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulu, bir teknik bilirkişi elemanı, üç kişilik jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılmak suretiyle yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın hangi sınırlar içinde, kim tarafından, ne sıfatla ve ne kadar süreyle kullanıldığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, taşınmazların imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmelidir. Ayrıca uzman harita mühendisi bilirkişi kurulundan, hava ve uydu fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilecek, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yapılması suretiyle taşınmazın niteliği, üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile ekonomik amaca uygun zilyetliğin başlangıç tarihini ayrı ayrı belirleyen ve zilyetliğn hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü ve kullanım durumunu kesin olarak belirten, bilimsel verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesi, imar-ihyaya tabi yerlerden olup olmadığı, imar-ihyası gereken yerlerden ise hangi tarihte imar-ihyasına başlandığı, imar-ihya işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmışsa bu tarih ile taşınmaz imar planı ve imar yolu ile oluşan parsel kapsamında kaldığına göre imar planının onay tarihi dava tarihi arasında ne kadar süre geçtiği ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, dava tarihi itibariyle davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin oluşup oluşmadığını açıklayacak şekilde önceki zirai bilirkişiler tarafından verilen raporlar da irdelenmek suretiyle ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri, varsa yakın taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, fen bilirkişisinden temyize konu taşınmaz bölümünü belirlemesi istenmeli ve keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; dava, TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince tescil istemi ile açılan bir dava olup ve dava tarihinde 934 ada 1 ve 932 ada 1 imar parsellerine yönelik tapu iptal ve tescili davası olmadığı, yargılama sırasında da davacı tarafça davanın bu parsellerde kalan bölümüne yönelik tapu iptali ve tescil davası olarak geçerli ve kabul edilen bir ıslah talebinde bulunulmadığı halde mahkemece talep aşılarak çekişme konusu 932 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan 1032/2400 payı ile 934 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı olan 1411/5841 payının tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına tapuya tescil edilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ...'na iadesine, 15.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön