16. Hukuk Dairesi 2017/4367 E. , 2018/3890 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 21 parsel sayılı 9.764,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, pay devri ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile ... ve arkadaşları adına tespit edilmiş ve hükmen ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınazın bir bölümüne yönelik olarak; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve taşınmazın murisleri ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmış; ..., murisin terekesine temsilci olarak tayin edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1968/335 Esas ve 1968/257 Karar sayılı kamulaştırma ilamı ve bu ilama ilişkin kroki dikkate alındığında davalı ...'nun dava konusu ... İlçesi ... Köyü 118 ada 21 parsel numaralı taşınmazı eklemeli zilyetlik ve satın alma hukuki nedeni ile iktisap ettiği, davacıların dava konusu 118 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalarını ispatlayacak herhangi bir delil ve tanık beyanı ileri süremediği, mahalli bilirkişilerce de davacının iddiasını kabule yeter herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi mahkeme gerekçesi dosya kapsamına da uygun düşmemektedir.
Davacıların temyizi, çekişmeli taşınmazın 28.10.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 2.820,58 metrekarelik bölümüne yönelik olup çekişmeli taşınmazın bu bölümünün harman yeri olarak kendilerinin zilyet ve tasarrufunda olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Davalı taraf ise çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında Karayolları tarafından kamulaştırma yapıldığını ve zilyedinin davalının bayii ... olduğunun tespit edildiğini; dolayısıyla davacıların bu yerde hakkının bulunmadığını savunmuştur. Davalı tarafın tutunduğu kamulaştırma ilamının incelenmesinde; davacısının Karayolları Genel Müdürlüğü; davalısının ... olup; 20 yılı aşkın süredir ... ’nun zilyetliğinde bulunduğu belirtilen 2400 metrekare yüzölçümlü 277 parsel numaralı zilyetlik parselinin 680 metrekarelik bölümünün karayolu olarak kamulaştırıldığı ve zilyedinin ... olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacının taraf olmadığı kamulaştırma ilamı ve bu ilama müstenit kroki davacı taraf aleyhine kesin hüküm olamayacağından çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde kadastro tespit gününe kadar 20 yıl süreyle kimin zilyet olduğu, sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi, sürdürülüş şekli önem arz etmektedir. Taşınmaz başında yapılan 24.10.2013 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ..., ... ve ..., çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafın murisi ... ve murisi tarafından harman kaldırılmak suretiyle tasarruf edildiğini beyan etmişler; davalı vekili ise 18.9.2014 tarihli beyan dilekçesi ile davalının kayınpederi ve aynı zamanda bayii olan ... ’nun rızası doğrultusunda dava konusu bölümün davacı tarafça geçici olarak kullandığını, davacı tarafın bu yerdeki zilyetliğinin feri nitelikte olduğunu bildirmiştir. O halde; davacı tarafça çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin asli mi yoksa fer'i mi olduğu hususu uyuşmazlığın çözümü bakımından önem arz etmekte olup bu yönde bir beyan alınmaması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde; sağlıklı sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi, tarafların usulüne uygun şekilde bildirecekleri tüm tanıklar ve HMK'nın 31. maddesi uyarınca davayı aydınlatma görevi kapsamında tespit bilirkişileri huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında bilirkişi ve tanıklar ayrı ayrı dinlenerek taşınmaz bölümü üzerinde davacı tarafça sürdürülen zilyetliğin hangi sıfata dayalı olduğu, davalı tarafla aralarında nasıl bir ilişki olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; davacı tarafın zilyetliğinin asli mi fer'i mi olduğu tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulmalı ve davalı tarafın 18.09.2014 tarihli beyan dilekçesine göre bu hususta ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu dikkate alınmalı; beyanlar arasında çelişki doğduğu taktirde gerekirse yüzleştirme yapmak suretiyle çelişki giderilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Açıklanan şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılmaksızın hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
11.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2017/4367 E. , 2018/3890 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat