16. Hukuk Dairesi 2015/12417 E. , 2018/1478 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ..bbb ve ...,Köyü kadastro çalışma alanında bulunan ve tespit harici bırakılan, sınırlarını belirttikleri yaklaşık 700 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 30.12.2013 tarihli harita ve raporda (B) harfi ile gösterilen ve (E-4) ve (E-5) harfleri ile gösterilen alanlar dışında kalan 431,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacılar İrem ve ... adına eşit paylarla tapuya tesciline, (E-4) ve (E-5) harfleri ile gösterilen iki katlı kargir ev ile zemin oturumlu bodrum katın bulunduğu alan yönünden davacıların tescil taleplerinin reddine, davacılar ... ve davalı Hazinenin tescil talebinin ayrıca reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. TMK'nın 713. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında tescil davasının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılacağı düzenlenmiştir. Diğer bir anlatımla tescil davasının Hazine ve taşınmazın bulunduğu Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğini hasım göstermek suretiyle açılması gerekir. Dava açıldığı tarihe göre davacılar tarafından davalı olarak yalnızca Hazine ve İskenderun Belediyesi'nin yasal hasım gösterilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak yargılama sırasında 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Mahkemece ... Büyükşehir Belediyesi'nin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa usulüne uygun şekilde süre verilmesi gerektiği unutulmuştur. Diğer yandan davacılar taşınmazın murisleri ... oğlu ..a ait iken 2001 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığını öne sürerek dava açmışlardır. Dava dilekçesinden murisin terekesinin taksim edilmediği, davacıların da bu yönde bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca tereke adına açılıp takip edilen davaları ya tüm mirasçıların birlikte açmaları ya da tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya terekeye mümessil tayin edilerek davanın sürdürülmesi zorunludur. Somut olayda ise, muris ... oğlu ...'nın ölümüyle geriye davacılar dışında davada taraf olmayan ....in de (davacıların annesi- murisin eşi) mirasçı olarak kaldığı dosya kapsamıyla belirlenmiştir. Bundan ayrı; dava dilekçesinde davacı olarak ..... ve ...'ın ismi yer almakta ise de yalnızca ...'ın Av. ...'a verdiği vekaletnamenin dava dilekçesi ekinde bulunduğu diğer davacılar tarafından dava açıldığı tarihte vekaletnamelerinin bulunmadığı ancak yargılama sırasında ...'a annesi tarafından velayeten, ...'ın ise asaleten vekaletnamesini sundukları görülmekte ise de diğer mirasçı .... tarafından kendi adına asaleten verilmiş bir vekalet olmadığı görülmüştür. Taraf hususu kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiği tartışmasızdır. Hal böyle olunca; Mahkemece, terekeye dahil taşınmaz için bir kısım mirasçıların üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve ehliyeti bulunmadığından davacı ... vekiline.....'ın davaya müdahalesini sağlaması veya davaya muvafakatinin alması ya da terekeye temsilci atanması hususunda süre verilmesi ve taraf teşkili bu şekilde sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, hem davacı taraf yönüyle aktif dava ehliyeti, hem de yasal hasım olmaları yönüyle davalı taraf açısından usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kabule göre de davacılar yönüyle davanın neden kısmen kabul edildiğinin, davalı hazine yönüyle de 21.11.2013 tarihli ve davacılar vekilinin de hazır olduğu duruşmada davacı Hazine vekili tarafından taşınmazın Hazine adına tescili talep edildiği halde, gerekçede neden reddedildiği açıklanmaksızın soyut ve denetime elverişli olmayacak şekilde gerekçesiz hüküm kurulması dahi isabetsiz olup davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... Belediyesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılar ve Belediyeye iadesine,
02.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2015/12417 E. , 2018/1478 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat