16. Hukuk Dairesi 2016/10476 E. , 2018/1375 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 17.11.2015 gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ...., ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; 'davacıların dayanağı 08.06.1955 tarih 30 sayılı tapu kaydının mevkii, sınır ve miktar olarak kapsadığı alan belirlenerek bu kaydın kapsamı teknik bilirkişi raporunda gösterilmek suretiyle çekişmeli 753 ve 756 parsellerin kayıt kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması; 654 ve 752 parseller yönünden ise toprak tevzi komisyon çalışmasına ait bilgi ve belgeler getirtilerek yapılacak keşif sırasında uygulanması, tespit tarihinden geriye doğru davacılar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması, komşu parsel tapu kayıtları ile toprak tevzi komisyon kayıtlarından yararlanılarak taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kalıp kalmadığı hususu üzerinde durulması, kadastro paftası ile komisyon paftası çakıştırılarak taşınmazların komisyon çalışması sırasında nasıl işlem gördüğü belirlenip sonucuna göre bir hüküm kurulması' gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 654, 752, 753 ve 756 parsel sayılı taşınmazların davacıların mirasçıları adına hükümde gösterilen paylar oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, müdahil ...mirasçıları vekili ile ..., ... ve ... vekili ile müdahiller ..., ...,..., müdahil ... mirasçılarından ..., ..., ..., ... ile müdahil ... mirasçıları ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmü temyiz eden müdahil ... mirasçılarından ..., ..., ..., ...'a kararın tebliğ edildiği tarih ile temyiz tarihleri arasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/1. maddesinde öngörülen temyiz süresinin geçtiği belirlenmiştir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.06.1990 tarih, 1989/3 Esas ve 1990/4 sayılı Kararı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/4. maddesi gereğince müdahil ... mirasçılarından ... , ..., ..., ..., ...'ın temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE,
...mirasçıları ... ve müşterekleri vekili ile ..., ... ve ... hükmü asli müdahil sıfatıyla temyiz etmiş iseler de, çekişmeli taşınmazların tespitlerinin 1980 yılında kesinleştiği adı geçenlerin 2011 yılı içerisinde mülkiyet hakkına dayalı olarak davaya katıldıkları, kesinleşme tarihi ile müdahale tarihleri arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmakla Mahkemenin bu yöndeki gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Hükmü temyiz eden ..., ... ve...'ın itirazlarına gelince mahkemenin gerekçeli kararının adı geçenlere tebliğine ilişkin belge, Tebligat Yasası'nın 21/2. maddesine göre muhatabın tevzi anında ikametinde bulunmadığı belirtilerek mahalle muhtarına bırakılmış ise de yakın komşusuna haber verilmemiş olduğundan adı geçenlere yapılan tebligatlar geçersiz olup, kararı öğrenme ile ileri sürülen temyiz incelemesi isteminin kabulüne, itirazlarının esastan incelenmesine karar verilmiştir. Adı geçenler ile davalı ..., davalı ... yanında davaya katılan ... mirasçılarına ... ve ...'in temyiz inceleme itirazları birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece çekişmeli 753 ve 756 parsel sayılı taşınmazların davacı tarafın dayandığı 8.6.1955 tarih ve 30 sıra numaralı tapu kaydı, çekişmeli 645 ve 752 parsel sayılı taşınmazların ise 22.7.1937 tarih ve 3 tahrir numaralı vergi kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle yazılı karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı tarafın dayandığı 08.06.1955 tarih ve 30 sıra numaralı tapu kaydı, tespit sırasında çekişmeli taşınmazların güneyinde Hogiran (Yamaç-Cadde) Köyü çalışma alanında bulunan dava dışı 212 parsel sayılı 239.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaza uygulanarak bu taşınmazın tespiti 05.03.1973 tarihinde kesinleşmiş ve davacılar adına tapu kaydı oluşmuştur. Dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü 212 parsel sayılı taşınmazın hudutları dikkate alındığında tapu kaydının dava dışı 212 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı anlaşılmaktadır. Kuzey hududu “kıraç” okumakla gayri sabit sınırlı olan tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu, 212 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt miktarından daha fazla bir yüzölçümüne sahip olduğu, şu halde tapu kaydının çekişmeli 753 ve 756 parsel sayılı taşınmazları ise kapsamadığı kuşkusuzdur. Dosya kapsamında davacı tarafça satın alma tarihi olarak öne sürülen 1955 yılından önce gerek tapu kaydı kapsamında kaldığı iddia olunan 753 ve 756 parsel sayılı taşınmazlarda, gerekse zilyetlik hukuksal sebebine dayanılan çekişmeli 752 ve 654 parsel sayılı taşınmazlarda davacı tarafın zilyetliğini ispata yarar delil bulunmadığı gibi; çekişmeli taşınmazların miktar fazlasını oluşturduğu komşu taşınmazlara tespit sırasında uygulanan tapu kayıtları da çekişmeli taşınmazlar yönünü “kıraç” olarak okuduğuna göre bu husus, tespit tarihi olan 1969 yılına kadar davacı taraf yararına 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını göstermektedir. Her ne kadar Mahkemece 22.7.1937 tarih ve 3 tahrir numaralı vergi kaydının dava konusu 752 ve 654 parsel sayılı taşınmazları kapsadığı kabul edilmiş ise de, yazılı yargılama usulünün geçerli olduğu davada 2011 yılına kadar vergi kaydına dayanılmadığı gibi, esasen bu vergi kaydı değerlendirmeye alınsa dahi niteliği gereği mülkiyet belgesi olmadığından zilyetlik ile birleşmeyen vergi kaydına itibar edilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca; Mahkemece, gerek dayanılan tapu kaydının çekişmeli 753 ve 756 parsel sayılı taşınmazları kapsamadığı gerekse tüm çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı taraf lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmaması sebepleriyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi gerekçe ile yazılı karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 1.100,00 TL vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren temyiz eden tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ...,... ve ... mirasçılarına iadesine, 28.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/10476 E. , 2018/1375 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat