16. Hukuk Dairesi 2016/11544 E. , 2019/8144 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, .... Köyü çalışma alanında bulunan 120 ada 52, 56 ve 59 parsel sayılı 7.182.19, 4.884,16 ve 4.713,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı ve harici taksim nedeniyle ve sırasıyla davalı ... ile dava dışı Seyfettin Ulucan ve Turan Türkeli adlarına tespit ve tescil edildikten sonra, 56 ve 59 parsel sayılı taşınmazlar kayden satış suretiyle davalı ...'a intikal etmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların kendi murisi Mehmet Ulucan’dan intikal ettiği ayrıca tapu kaydında kendi adına paylarının olduğu iddiasıyla miras payı ile kendi adına kayıtlı paylar toplamının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların kendi miras bırakanı Mehmet Ulucan’dan (annesinin babası) intikal ettiğini, ayrıca tapu kaydında kendi paylarının bulunduğunu ileri sürerek, miras payı ile kendi adına kayıtlı paylar toplamının adına tescili istemiyle dava açmış; davalı ... ise, çekişmeli 120 ada 56 ve 59 parsel sayılı taşınmazları iyiniyetli olarak 3. kişilerden tapuda kayden satın aldığını, 120 ada 52 parsel sayılı taşınmazın ise miras yoluyla kendisine kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/146 Esas, 2011/285 Karar sayılı ilamının dava konusu taşınmazlar yönünden kesin hüküm teşkil edeceği, çekişmeli 120 ada 56 ve 59 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafından tapuda kayden satın alındığı, 120 ada 52 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya mirasen kaldığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına, ayrıca usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 303/1. maddesi gereğince “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/146 Esas, 2011/285 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Ali Aksoy (eldeki dosya davacısının babası) tarafından, çekişmeli taşınmazlar hakkında miras yoluyla gelen hakka ve tapu kaydına dayanılarak dava açıldığı, yargılama sonunda mahkemece davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın 04.07.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu dosyada ise; davacı ..., yukarıda sözü edilen ve mahkemece kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen dosyada dava konusu olan taşınmazlar hakkında, tapu kaydında payı bulunduğu ve annesi tarafından miras yoluyla gelen hakkı olduğu iddiası ile dava açmıştır. Dolayısıyla her iki davanın sebebi aynı olmadığından, ... Asliye Hukuk Mahkemesi ilamının bu parseller yönünden kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez. Öte yandan, bir taşınmazın 3. kişilerden tapuda kayden satın alınması, satın alan kişi aleyhine dava açılmasına engel bir durum değildir.
Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu taşınmazlara revizyon gören tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte mahalli Tapu Müdürlüğünden ve eski tarihli kayıtları ise Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanlığı’ndan sorulup getirtilmeli; bundan sonra tapu kayıtları üzerinde tapu işlerinden anlayan uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak, tapu kayıtlarında davacının payının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarını bildirecek şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirip yitirmedikleri araştırılmalı, bundan sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar göz ardı edilerek ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/11544 E. , 2019/8144 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat