16. Hukuk Dairesi 2016/13224 E. , 2019/7761 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/13224 E. , 2019/7761 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... Köyü çalışma alanında ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 1288 parsel sayılı 1.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 204 ada 225 parsel numarasıyla ve 1.501,30 metrekare yüzölçümlü olarak; ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1287 parsel sayılı 3.875,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 204 ada 226 parsel numarasıyla ve 3.875,22 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalıya ait 204 ada 225 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, uygulama tespitinin iptali ile 204 ada 226 parsel sayılı uygulama parselinin 21.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 19,85 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 56,09 metrekare yüzölçümündeki bölümlerinin 204 ada 225 parsel sayılı uygulama parseline eklenmek sureti ile 204 ada 225 parsel sayılı taşınmazın 1.577,24 metrekare olarak, 204 ada 226 parsel sayılı uygulama parselinin 3.799,28 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline, 21.04.2016 ve 25.05.2016 havale tarihli fen bilirkişisi raporlarının karara ek sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Somut olayda mahkemece, dava konusu taşınmazların ilk tesis kadastro paftası ölçü değerleri ile pafta tersimatının örtüşmediği, paftada tersimat hatası olduğu, 22-a uygulama kadastrosu ölçü değerlerinin fiili kullanım sınırları ile örtüşmediği ve uygulama kadastrosunun iş bu tersimat hatası bulunan paftasına bağlı kalınarak oluşturulduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak davacı ... ve davalı ... 11.11.2015 havale tarihli müşterek imzalı dilekçeyle; uygulama kadastrosu esnasında tesis kadastrosu sınırlarına uyulmamaş ise, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosu sınırlarına göre düzeltilmesini, bu kapsamda her iki kadastro çapları karşılaştırılarak tesis kadastrosu sınırına göre çap sınırı oluşturulmasını ve iş bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması hususlarında sulh olduklarını ifade ettikleri ve mahkemece, hükme esas alınan 21.04.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda ilk tesis kadastro paftası ile 22-a uygulama kadastrosu ölçü değerlerinin çakıştırma krokisi EK-2'de gösterildiği halde, fiili kullanım sınırlarını gösterir çakıştırma krokisi olan EK-3'e göre karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de taraflar arasında yapılan sulh uyarınca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerekirken, davalı üzerinde bırakılması dahi isabetsiz olup, açıklanan nedenle davalının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön