16. Hukuk Dairesi 2016/11650 E. , 2019/7021 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 552 parsel sayılı 83.826,00 metrekare (uygulama kadastrosu sonucunda 101 ada 51 parsel ve 85.909,80 metrekare yüzölçümlü olarak) yüzölçümündeki taşınmazın ifrazen geldisi olan 46 parsel sayılı 83.875,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mütegayyip eşhastan metruken Hazineye intikal eden yerlerden olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş bu tesbite Mehmet Aslan tarafından itiraz edilmesi yerine 04.09.2015 tarihinde Kadastro Komisyonu tarafından itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı ... , 552 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 552 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin ve komisyon kararının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz 1953 yılında yapılan kadastro sırasında Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... , çekişmeli taşınmazın atalarından kalma yer olup 150-200 yıldır eklemeli olarak zilyetliklerinde bulunduğunu, tespit sırasında taşınmazın babası Süleyman Arslan’ın zilyetliğinde olduğunu, uzun yıllardır ise taşınmazın kendi tasarruf ve zilyetliği altında bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tespitinin iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacı lehine iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek sureti ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; davacıdan, çekişmeli taşınmazın murisinden kaldığını ileri sürmesine karşın hangi nedene dayalı olarak (taksim, satış, bağış vs.) adına tescil istediği sorulup saptanılmamış, taşınmazın tespit tarihi 1953 tarihi olduğundan zilyetlikle iktisap koşullarının bu tarihe göre belirlenmesi gerektiği ve dinlenen yerel bilirkişilerin yaşları itibari ile bu tarihe kadar davacı lehine iktisap koşullarının oluşup oluşmadığını bilebilecek yaşta olmadıkları halde, bu tarihten öncesini bilebilecek yaşta mahalli bilirkişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın ilk olarak ne zaman kulanılmaya başlandığı, ilk malikinin kim olduğu, zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, hangi hukuki nedene dayalı olarak ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarındaki soyut nitelikteki beyanlarına itibar edilmiş, taşınmazın sınırında mera bulunduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamış, bu kapsamda taşınmazın bulunduğu yörede mera tahsisi bulunup bulunmadığı sorulup belirlenmemiş, komşu köy bilirkişilerinin taşınmazın öncesi hakkında bilgileri bulunmadığı halde başka bilirkişi beyanına başvurulmamış, bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde tespitten öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmamış, bulunması halinde getirtilip incelenmememiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle, davacı tarafa babasından kaldığını ileri sürdüğü taşınmazın hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususu açıklattırılmalı, bundan sonra varsa mera tahsis kararı, ekleri ve haritaları getirtilmeli, tespit tarihi olan 1953 yılından öncesine ait hava fotoğrafı bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bulunması halinde getirtilerek dosya ikmal edilmeli, daha sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespit tarihinden öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köyler halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, ziraat mühendisi bilirkişisi ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, varsa mera tahsis kararı ve haritaları uygulanıp kapsamları belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ilk olarak ne zaman başladığı, kimden kime kaldığı, taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, mütegayyip eşhastan intikal edip etmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı; alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz öncesi itibariyle imar ve ihyaya konu edilecek yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi ve çekişmeli taşınmaz ile komşu mera parseli arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını bildirir, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; tespit tarihinden öncesine ait hava fotoğrafı bulunması halinde hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli ve taşınmazın tespitten önceki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten rapor alınmalı; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/11650 E. , 2019/7021 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 32 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat