16. Hukuk Dairesi 2016/14271 E. , 2019/8622 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ... ve arkadaşları,... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında 6360 sayılı Yasa gereğince ... davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) ve (C) harfleri ile turuncu renkle gösterilen toplam 1.819,88 metrekarelik kısmın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümlerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı ve davacılar lehine zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli değildir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, 1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, taşlık ve çalılık olması nedeniyle tespit harici bırakılmış olup, davacı taraf, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak çekişmeli taşınmazlar hakkında tescil isteğinde bulunmuştur. Böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için, öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunludur. Davacı lehine taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemede en önemli delil hava fotoğrafı uygulamasıdır. Böyle olduğu halde mahkemece, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilerek taşınmaz üzerindeki zilyetlik durumu denetlenmemiştir. Ayrıca, tescili istenen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı tarafın zilyetliğinin süresi ve sürdürülüş biçimi yönünden yapılan araştırma da hüküm vermek için yetersiz olduğu gibi, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu da üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle denetlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı'ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmak suretiyle dosya ikmal edilmeli, bundan sonra yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla mahallinde yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi ve imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davalı Hazinenin 31.03.2015 tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların TMK'nın 713/6. maddesi gereği adına tescil isteğinde bulunmuş olduğu ve bu talebi yönünden de değerlendirme yapılıp olumlu olumsuz hüküm kurulması gerektiği gözetilmek suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; tescil kararı verilen (A) ve (C) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümleri arasında (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü olduğu halde, (A) ve (C) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin yüzölçümlerinin toplam miktarı belirtilerek infaz kabiliyeti bulunmayan tescil hükmü kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/14271 E. , 2019/8622 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat