16. Hukuk Dairesi 2016/17438 E. , 2019/7816 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ..., ... ve ..., ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, harita mühendisi ...in raporunun ekindeki krokide (D) harfi ile kırmızı boyalı olarak gösterilen 3,52 metrekarelik kısmın davacıya ait 264 ada 62 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine, krokide (E) harfi ile yeşile boyalı olarak ve yol olarak gösterilen 2,03 metrekarelik kısmın davacıya ait 264 ada 62 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi ile tescilli vasfındaki yapının kat adedini inşaat bilirkişisinin belirleyeceği şekilde tashihi ve tescilli malikleri adına yeni oluşacak yüzölçümünde 264 adanın en son parsel numarasını takip eden parsel numarası adı altında tapuya kayıt ve tesciline krokide (F) harfi ile sarıya boyalı olarak gösterilen ve haritada yol olarak gösterilen 17,84 metrekarelik kısmın ziraat bilirkişisinin belirlediği tarla vasfında 264 adanın en son parsel numarasını takip eden parsel adı altında tapuya kayıt ve tesciline, krokide (G) harfi ile mavi boyalı olarak gösterilen ve haritada yol olarak gösterilen 2,62 metrekarelik kısmın tarla vasfında 264 adanın en son parsel numarasını takip eden parsel adı altında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Davacılar, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümleri üzerinde kazandırıcı süreye ulaşan zilyetliği bulunduğunu ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (E), (F) ve (G) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümleri yönünden davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki mahkemece taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne suretle ve kim tarafından sürdürüldüğü hususunda yeterli araştırma yapılmamış, soyut ve denetime elveriş olmayan ziraat mühendisi bilirkişi raporu ile yetersiz yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Böylesine eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, özellikle çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde foseptik çukuru ve tek katlı serender biçiminde yapı olduğu da gözetilerek, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve taşınmazın ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiriyorsa imar ve ihyaya hangi tarihte başlanıp, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, kullanım durumu hususlarını kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, sınırındaki taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içeren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde taşınmazların sınırları kabaca işaretlettirilmeli; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli; yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmaz bölümlerinin evveliyatları itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduklarının anlaşılması halinde, iktisap edilebilmesi için emek ve masraf yapılarak tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı taraf lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı; taşınmaz bölümlerinin öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise, 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, TMK'nın 713/4-5. maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak üç aylık yasal ilan süresinin dolması beklenilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin yasal hasım oldukları göz ardı edilerek, davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve mahkeme kararlarının doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak nitelikte olması gerektiği halde, mahkemece teknik bilirkişi raporunda (F) ve (G) ile kodlanan taşınmaz bölümlerinin 264 adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle tesciline karar verilmesine rağmen, bu taşınmaz bölümlerinin kim adına tescil edeceğinin kararda belirtilmemiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/17438 E. , 2019/7816 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat