16. Hukuk Dairesi 2016/11255 E. , 2019/5823 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/11255 E. , 2019/5823 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... İli Merkez ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacılar ... ve arkadaşları adına kayıtlı bulunan eski 516 parsel 6.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 115 ada 18 parsel numarasıyla ve 5.789,85 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalılar adına kayıtlı bulunan eski 745 parsel 7.894,59 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 115 ada 15 parsel numarasıyla ve 8.392,00 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar Sebanur Kurtulmuş ve arkadaşları, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalılara ait 115 ada 15 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve çekişmeli 115 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 27.03.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfiyle gösterilen bölümlerinin ifrazıyla davacılara ait 115 ada 18 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı maddesinde, aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılması mümkün değildir. Çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. Daha önce HUMK m.187/4. maddesinde ilk itiraz olarak nitelenen bu husus, HMK'nın 114/1-ı maddesi hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Burada anılan dava şartlarından maksat, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca da noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülebilen hallerdir. Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu, eş söyleyişle derdestlik iddiası, bir olumsuz dava şartı haline getirilmiştir. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmış olduğundan, artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır.
Davacılar, eldeki davayı açmadan önce 27.09.2013 tarihinde vekilleri vasıtasıyla vermiş oldukları dava dilekçesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sonrasında, müvekkillerine ait olan 115 ada 18 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksikliğin komşu 115 ada 15 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını ileri sürerek, davalılara ait taşınmaz içerisinde kalan 498,00 metrekarelik bölümün kendilerine ait 115 ada 18 parsel sayılı taşınmaza eklenmesini talep etmişler, Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/316 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde, 02.10.2014 tarihinde davanın reddine karar verilmiş ve bu kararın davacı vekilinin temyiz itirazları neticesinde Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 22.02.2016 tarih, 2015/19200 Esas, 2016/1567 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine dava dosyası mahkemenin 2016/340 Esas numarasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir. Bu haliyle, aynı konu hakkında açılan ve yargılaması devam eden Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/340 (bozmadan önceki 2013/316) Esas sayılı dava dosyasının, bu dava yönünden derdestlik dava şartını oluşturduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, açılan davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön