16. Hukuk Dairesi 2016/8766 E. , 2019/4598 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar ... ve arkadaşları, ... İli, ... İlçesi, Dökmetaş Mahallesi çalışma alanında bulunan, 547 parsel sayılı 25.260,78 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hakkında, Hazine adına ihdasen oluşturulan tapu kaydının oluşum tarihinden önce lehlerine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmuş olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil istemiyle Hazine ve ... Belediye Başkanlığı'na karşı dava açmışlardır. Mahkemece davalı ... davaya dahil edilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına eşit hisselerle tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı, idari yoldan Hazine oluşan tapu kaydının iptali ve adına tescil istemi ile ve bu kayıt oluşmadan önce lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği iddiası ile açmıştır. Bilindiği üzere tapu iptal davalarının kayıt malikine yöneltilerek açılması zorunludur. Somut olayda, öncesi tescil harici olmakla beraber çekişmeli taşınmaz tapuda Hazine kayıtlı olduğuna göre, kayıt maliki olmayan Belediye Tüzel Kişiliklerinin davada taraf sıfatı bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde kendisine dava yöneltilmeyip yargılama sırasında davaya dahil edilmek istenmesi de kendisine davalı sıfatı kazındırmaz. Hal böyle olunca, davanın tarafı olmayan ve kararla da açıkca aleyhine bir hüküm oluşturmayan Büyükşehir Belediyesi Tüzel Kişiliğinin hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz inceleme isteğinin REDDİNE,
2- Davalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Davacılar, dava dilekçelerinde çekişmeli taşınmazı, babaları ... ile birlikte imar-ihya ederek tarım arazisi haline getirdiklerini, ihyanın 1973 yılında tamamlandığını ve bu tarihten sonra da babaları ile birlikte taşınmazda zilyet olduklarını, babalarının ölümünden sonra ise kendilerinin malik sıfatıyla zilyetliklerini sürdürdüklerini iddia ederek, adlarına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkeme tarafından mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ise, dava konusu taşınmazın, davacıların babası ... tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığını, onun ölümünden sonra davacı olan erkek çoçukların kuru tarım yaparak zilyetliği sürdürdüklerini, taşınmazda hepsinin payı olduğunu, kızların ...’nın ölümünden önce evlenmeleri nedeniyle onlara miras hakkı verilmediğini ve hiç zilyet olmadıklarını ve başka köyde ikamet ettiklerini belirtmişlerdir. Mahkemece, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar hakkında açıkca mahalli bilirkişilerden beyanları alınmamış, taşınmazın muris ... tarafından mı yoksa muris ile birlikte davacı çocukları tarafından müştereken mi imar-ihya edildiği sorulmamış olduğu gibi, muris ...’nın ölümünden sonra mirasçıları arasında tüm mirasçıların katılımı ile yöntemine uygun taksim yapıldığı iddia ve ispat edilmediği ve muris ...’nın davacılar dışında başka mirasçıları olduğu halde, bu hususlar da göz önüne alınmamış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılarak dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, dava konusu taşınmazın yalnızca muris tarafından mı, yoksa davacı olan çocukları ile birlikte müştereken mi imar-ihya edildiği, kısmen ya da tamamen muris tarafından imar-ihya edilmiş olması halinde taşınmazda (ya da murise ait pay yönünden) davacı tarafın taşınmazın hukuki bir yolla (satış, bağış gibi) kendisine intikal ettiğini kanıtlayamaması halinde mirasçılar arasında zamanaşımı hükümlerinin işlemeyeceği düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/8766 E. , 2019/4598 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat