16. Hukuk Dairesi 2016/13199 E. , 2019/3376 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/13199 E. , 2019/3376 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen 07.05.2019 gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 107, 110, 114, 116 ve 118 parsel sayılı 290.076.92, 464.795.39, 2.507.25, 10.792,81 ve 12,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan, 107 parsel tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına; 110 parsel tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 114 ve 116 parseller kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına; 118 parsel ise çeşme niteliğiyle Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., tapu kaydına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 102 ada 107, 110, 114, 116 ve 118 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli 102 ada 110 parseli kapsadığı kanıtlanamadığına göre, dava konusu 102 ada 107, 110 ve 118 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Davacılar vekilinin dava konusu 102 ada 114 ve 116 parsellere ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli bu taşınmazlara uymadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf, 15.09.1983 tarih ve 10, 11 ve 12 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli 116 parselin doğu kısmının bir bölümünü kapsadığı iddiasıyla dava açmış olup, 102 ada 114 parsel yönünden ise, yargılama sırasında 27.05.2009 tarihinde yapılan keşifte 15.09.1983 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazın tamamını kapsadığı iddiasına dayanmıştır. Ne var ki mahkemece, dayanılan tapu kayıtları, tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmediği gibi, keşif sırasında çekişmeli 114 parsel başında dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişileri, çekişmeli taşınmazın davalılarla ilgisinin bulunmadığını ve davacılara ait olduğunu belirttikleri ve bu keşif sonucu düzenlenen teknik bilirkişi raporunda da anılan tapu kaydının bu yere ait olduğu belirtildiği halde, bu yön üzerinde durulmamış ve yapılan son keşifte tespit bilirkişisi ... tarafından, bu yerin davacılara ait olduğu belirtilmek suretiyle tespit tutanağındaki beyanlarla çelişen ifade de bulunulmasına rağmen, söz konusu çelişki de giderilmemiştir. Dava konusu 102 ada 116 parsel yönünden ise, dayanılan tapu kayıtları tesislerinden itibaren tedavülleriyle getirtilerek yöntemince uygulanmamış ve kapsamları tayin edilmemiş, özellikle 15.09.1983 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydında, sağı ... evleri, solu ... yolu; arkası ... ahırı ve önü yol olarak belirtilen sınırların neresi olduğu açıkça sorulup, fen bilirkişisine işaretlettirilmek suretiyle keşfi takibe imkan sağlanmamış; dayanılan tapu kayıtlarının kapsamları ve hukuki değerlerini koruyup korumadıkları yöntemince belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı tarafın anılan parseller yönünden tutunduğu 15.09.1983 tarih ve 10, 11, 12 nolu tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli ve bundan sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları ve teknik bilirkişinin katılımı ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmak suretiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde, bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı ve uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, böylece tapu kayıtlarının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, özellikle dayanak tapu hudutlarında bahsi geçen ... ve ziya veresesi sınırlarının neresi olduğu üzerinde durularak bu sınırlar net olarak tespit edilmeli; değerlendirme yapılırken bu kayıtlardan 10 ve 11 nolu tapu kayıtlarının herhangi bir kadastro parseline revizyon görmediği, aynı tarihli 9 ve 12 numaralı tapu kayıtlarının ise miktarından fazla olarak sırasıyla komşu 102 ada 117 ve 115 parsellere revizyon gördükleri dikkate alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözden kaçırılarak, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön