16. Hukuk Dairesi 2017/2683 E. , 2020/6330 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ..,... köyü çalışma alanında bulunan 269 ada 1 parsel sayılı 52.987,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 269 ada 1 parsel sayılı taşınmazın harita mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda kırmızı ile taralı 269/A ile gösterilen 2.125,38 metrekare yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın hükme esas bilirkişi raporunda 269/A ile gösterilen bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Davacı, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazın iddiasına konu kısmının miras yoluyla kendisine intikal ettiğini ve uzun yıllardır zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescili istemi ile dava açtığı ve keşif sırasında beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar da çekişmeli taşınmazın davacıya anneannesinden intikal ettiğini belirttikleri halde, davacıdan murislerinden intikal ettiğini ileri sürdüğü taşınmazın hangi nedenle adına tescilini talep ettiği hususu açıklattırılmadığı gibi, mahalli bilirkişi ve tanıklardan da bu husus sorulup saptanılmamış ve bu yolla davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı belirlenmemiş; ziraat mühendisi bilirkişi taşınmaz su altında kaldığından taşınmazın niteliği hususunda değerlendirme yapamadığı halde taşınmazın niteliğinin belirlenebilmesi bakımından en önemli unsur olan hava ve uydu fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, bu hususta harita mühendisi bilirkişinin 1970 ve 2011 tarihli hava fotoğrafları üzerinde yapmış olduğu soyut ve kendi içerisinde çelişkili rapor ile yetinilmiş, taşınmazın hangi tarihte su altında kaldığı araştırılmadığı gibi mahalli bilirkişi ve tanıkların tek cümleden ibaret uyuşmazlığın çözümü bakımından yeterli bulunmayan sözlerine itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Diğer taraftan aynı taşınmaza yönelik olarak, başka dava bulunduğu halde mükerrer tapunun önlenmesi bakımından bu dava dosyası getirtilip, bir değerlendirme de yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıdan, çekişmeli taşınmaz bölümünün murislerinden kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için kendisine süre ve imkan verilmeli; bu şekilde davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 2006 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ayrıca çekişmeli taşınmazın hangi tarihte baraj gölü nedeniyle su altında kaldığı ilgili kurumlardan sorulup saptanılmalı, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan; dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar ihyaya konu edilebilecek yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, hangi suretle tamamlandığı, taşınmaz üzerinde bir zilyetlik mevcut ise bu zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, taşınmaz bölümünün davacıya nasıl intikal ettiği, davacının açıklayacağı dava sebebi de dikkate alınarak taşınmaz bölümünün paylaşım, satın alma, bağış ya da başka yolla davacıya geçip geçmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, komşu parseller ile hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmak suretiyle taşınmazın niteliği hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafı ile dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmaz bölümünün sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; böylelikle zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, ayrıca aynı taşınmaza yönelik olarak görülüp sonuçlanan Hadim Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/509 Esas, 2019/71 Karar sayılı dava dosyası getirtilerek bu dosyada bulunan kroki ile eldeki dosyadaki kroki çakıştırılmak sureti ile mükerrerlik bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; çekişmeli taşınmazın Bağbaşı Barajı nedeniyle su altında kaldığının anlaşılmasına göre, bu nitelikteki yerlerin tapu kütüğüne tescili mümkün olmadığından mülkiyetin tespiti ile yetinilmesi gerekirken, tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2017/2683 E. , 2020/6330 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 52 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat