16. Hukuk Dairesi 2020/9497 E. , 2020/6286 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2020/9497 E. , 2020/6286 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


Yörede 1956 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 86 ve 87 numaralı parseller 3300 ve 4820 metrekare yüzölçümleri ile belgesizden davacıların murisleri adlarına tespit ve tescil edilmiş, miras yoluyla intikal ve satış işlemleriyle davacılara intikal etmiştir. Davacı-karşı davalı gerçek kişiler vekili 28.02.2013 havale tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmazların orman vasfında olmadığı yörede yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığını ileri sürerek orman kadastrosunun iptalini istemiştir. Davalı-karşı davacı ... İdaresi 28.03.2013 havale tarihli karşı dava dilekçesiyle çekişmeli taşınmazların yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen tahdit sınırları içinde olduğu gibi eylemli durumlarında da orman sayılan yerlerden olduklarını ileri sürerek tapularının iptali ile orman vasfında hazine adına tescillerine, müdahalenin menine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacı-karşı davalıların orman kadastrosu tespitine itiraz davasının esastan reddine, davalı-karşı davacı ... İdaresi'nin tapu iptali tescil ve müdahalenin önlenmesi davasının bu davadan tefrikine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava orman kadastrosuna itiraz davası olup, taşınmazın bulunduğu yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ile 2012 yılında yapılarak 31.12.2013 tarihinde ilan edilen davaya konu evvelce sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu, 3116 sayılı kanuna göre yapılan tahditin aplikasyonu ve 2/B madde uygulaması vardır. 1979 yılında 1744 sayılı kanunla değişik 2. madde uygulaması ile orman kadastrosu işlemi Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.03.2007 tarihli ve 2006/353 Esas, 2007/72 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Davacı gerçek kişiler maliki oldukları taşınmazların orman olmadığı halde, 40 nolu orman kadastro komsiyonunca yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içine alındığını iddia ederek orman kadastrosunun taşınmazları yönünden iptalini talep etmektedirler. Dolayısıyla uyuşmazlık davaya konu taşınmazların önceleri itibariyle ve halen orman vasfında olup olmadığının belirlenmesi ile çözülecektir. Ayrıca yörede daha önceki tarihte orman tahditi yapıldığına göre taşınmazların bu orman tahdine göre konumlarının da belirlenmesi gereklidir. Uzman orman ve fen bilirkişi raporlarında taşınmazların tamamının 3116 sayılı kanuna göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde kaldığını bildirmişlerdir. Ancak 3116 tahditinin ilan tutanağı incelendiğinde dava konusu taşınmazları ilgilendiren 2 numaralı kapalı poligonun Devlet Ormanı olarak tahdit edildiği görülmektedir. Bilirkişilerin orman tahditi ile irtibatlı krokilerinde ise 86 numaralı parselin tamamen, 87 numaralı parselin ise kısmen tahdit dışında kaldığı görülmektedir. Ayrıca bilirkişiler 2012 yılında yapılan orman kadastrosunda taşınmazların tamamının orman sınırları içine alındıktan sonra bir kısmının 2B madde uygulaması uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığını bildirmişler, orman tahdit haritası ile irtibatlı krokilerinde ise taşınmazların (A) harfiyle gösterilen bölümlerini Meşeli Devlet Ormanı sınırları içinde göstermişlerdir. Dosyada bir örneği bulunan iptaline karar verilen 1979 tarihli orman kadastrosu çalışma tutanakları incelendiğinde “Meşeli Devlet Ormanı”nın bu çalışma sırasında tahdit edildiği ve Mahkemece iptaline karar verildiği görülmektedir. 40 numaralı orman kadastro komisyonunun 86 ve 87 parsel sayılı taşınmazları orman sınırları içine aldığına dair çalışma tutanağı da bulunmamaktadır. Bu nedenle taşınmazların 40 numaralı orman kadastro komisyonunca orman kadastrosuna konu edilip edilmedikleri denetlenememektedir. Halbuki öncelikle taşınmazların orman kadastrolarına göre konumları tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Kısmen veya tamamen 1948 yılında yapılan tahditin dışında kalıp da ilk defa 2012 yılındaki orman kadastrosunda orman sınırları içine alınan bölümleri kesin bir şekilde belirlenip, bu taşınmazların orman vasfında olmadığı iddia edildiğine göre memleket haritaları ve hava fotoğrafları esasına dayalı ve eylemli durumlarında orman olup olmadıklarını da irdeler şekilde inceleme ve araştırma yapılması gerekmektedir. Ancak mahkemece yapılan araştırma ve inceleme taşınmazların 3116 tahditi içinde kalıp kalmadıklarını, 2012 yılında yapılan işlemde orman sınırları içine alınıp alınmadıklarını, orman sınırları içine alınmış bölüm var ise bu bölümlerin orman vasfında olup olmadıklarını belirlemekten uzak olup yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca; yöreye ait tüm orman tahditlerine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilerek dosyada yer almalı, yine en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ile varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit tutanakları ve kesinleşmiş orman tahdit haritası, 2013 yılında ilan edilen evvelce sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2B madde uygulamasına ait tutanaklar ve haritası, getirtilecek en eski tarihli hava fotoğrafları ile bunlardan üretilen memleket haritaları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; öncelikle 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesi'nin 01.06.1988 gün ve 31/13 Esas, Karar; 14.03.1989 gün ve 35/13 Esas, Karar ve 13.06.1989 gün ve 7/25 Esas, Karar sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazları çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğrafları stereoskop vasıtasıyla incelettirilmeli, taşınmazlar üzerinde hava fotoğrafı tarihlerinde ve keşif tarihinde varsa bulunan ağaçların yaşı, cinsi, adedi, kapalılık durumu açıklanmalı, taşınmazın gerçek eğim durumu klizimetre aletiyle ölçülerek ve memleket haritalarındaki münhani eğrilerinden faydalanılarak ölçümlenmeli, taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, ayrıca fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle 3116 sayılı Kanun uyarınca yapılan kesinleşmiş orman tahdidi ve 2013 yılında yapılan eldeki dava nedeniyle kesinleşmemiş tahdit haritası kullanılarak orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın her iki orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, taşınmazlar kısmen ya da tamamen 3116 sayılı kanuna göre 1948 yılında yapılan orman tahditi içinde kalıp da 6831 sayılı kanuna göre 2012 yılında yapılan orman kadastrosuna konu edilmemişse davanın reddine karar verilmeli, ilk defa kısmen veya tamamen 2012 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içine alınan bölümleri yönünden yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma ve toplanacak deliller sonucu oluşacak duruma göre bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön