16. Hukuk Dairesi 2020/65 E. , 2020/5165 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2020/65 E. , 2020/5165 K.


'İçtihat Metni'



MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 146 ada 8, 149 ada 21 ve 22 parsel sayılı 11.633.40, 17.858.95, 5.553.85 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden oldukları belirtilerek, davalı Hazine adına tespit edilmiş; 153 ada 20 ve 159 ada 11 parsel sayılı 1.888.468,72 ve 75.609,15 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ise, kadimden beri ve halen köy halkı tarafından mera olarak kullanıldıkları belirtilerek, kamu orta malı - mera vasfı ile sınırlandırılmışlardır. Davacı ... ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli 153 ada 20 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak; davacı ... ve arkadaşları ise, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli tüm taşınmazlara yönelik olarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacı ...’ın davasının reddine, davacı ... ve arkadaşlarının davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 153 ada 20 ve 159 ada 11 parsel sayılı taşımazların mera vasfı ile sınırlandırılarak mera özel siciline kaydına, çekişmeli 146 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, 16.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda çekişmeli 149 ada 21 parsel sayılı taşınmazın (E) harfi ile gösterilen bölümü ile 149 ada 22 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen bölümünün ayrı ayrı parsel numarası verilerek davacı ... ve arkadaşları adına tesciline, kalan bölümlerin ise tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1– Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin, dava konusu 146 ada 8, 153 ada 20 ve 159 ada 11 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik olarak yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2 – Çekişmeli 149 ada 21 parsel sayılı taşınmazın hükme esas bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, bu bölümün davacı tarafın dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Davacı tarafın dayandığı, tescil ilamı sonucu oluşturulduktan sonra bir kısım davacıların murisleri adına tedavül ettiği anlaşılan 25.03.1987 tarih ve 22 sıra numaralı tapu kaydı, “5.440 metrekare” yüzölçümünde olup, bu tapu kaydı tescil ilamı sonucu oluşturulduğuna ve dolayısı ile haritası bulunduğuna göre kapsamının haritasına göre belirlenmesi gerekir. Ne var ki, Dairemizin geri çevirme kararları sonucunda yapılan araştırmada adliye arşivini su basması nedeni ile tapu kaydının haritasına temin edilemediği anlaşılmaktadır. Keşif sırasında mahalli bilirkişiler tarafından sınır okunmak sureti ile yapılan uygulamada, tapu kaydının, davacılar adına tespit ve tescil edilen dava dışı 148 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 149 ada 21 parsel sayılı taşınmazın (E) harfi ile gösterilen bölümüne uyduğu belirtilmiştir. Tapu kaydının belirtilen taşınmazları dört yönüyle çevrelemediği, doğu ve batı sınırlarında açık kısımların kaldığının anlaşılmasına göre, tapu kaydının miktarıyla geçerli olduğunun kabulü zorunludur. Çekişmeli 148 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, davacılar adına tespit ve tescil edildiğine ve bu taşınmazdan davacılar tapu miktarı kadar yeri aldıklarına göre, temyize konu bölüm yönünden tapu kaydına değer verilemez. Diğer taraftan 30.06.2014 tarihli zirai bilirkişi raporu ve eki fotoğraflardan da, çekişmeli taşınmaz bölümünün tarımsal faaliyete konu edilmediği anlaşılmakta olup, davacılar yararına zilyetlikle kazanım koşulları da gerçekleşmemiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın reddine ve taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisi’nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
3 – Dava konusu 149 ada 22 parsel sayılı taşınmazın hükme esas bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince,
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünde, davacı taraf yararına, zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. İlk keşif sırasında dinlenen tutanak bilirkişileri, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinde mera olup, hayvan otlatılan yer iken davacılar tarafından meradan sürülmek sureti ile kazanıldığını; mahalli bilirkişi ve tanıklarda, taşınmazın tarım arazisi olup, 30 – 40 yıldır davacılar tarafından kullanıldığını, ikinci keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar ve taşınmazın öncesinin boşluk olup, 25 – 30 yıldır davacılar tarafından kullanıldığını belirtmiş olup, beyanlar arasında oluşan çelişkiler giderilmediği gibi, 30.09.2009 tarihli zirai bilirkişi raporunda taşınmazın aşırı taşlı olduğu belirtildikten sonra tarımsal faaliyete uygun olduğu, 30.06.2014 tarihli zirai bilirkişi raporunda ise taşınmazın buğday ekili olup, 10 – 15 yıldan beri tarımsal amaçla kullanıldığından arazi üzerinde tek ve çok yıllık yabancı otlar bulunmadığının belirtilmesi nedeniyle raporlar arasında da taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususunda çelişki yaratılmasına ve sözkonusu raporların soyut içerikli olup, uyuşmazlığın çözümü bakımından yeterli olmamalarına rağmen, çelişkinin giderilmesi bakımından 3. kişilik zirai bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiği düşünülmeden ve sözü edilen raporların davacı taraf lehine yorumlama sebepleri de karar yerinde tartışılıp, değerlendirilmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köy ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan (kadim) mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli; taşınmazın ve çevresinin fiziksel görünümüne ve taşınmazın niteliğine ilişkin mahkeme hakiminin gözlem aynen tutanağa geçirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, temyize konu taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, mera, yaylak veya kışlak vasfı taşıyıp taşımadığını, davacıların iddiasına konu bölüm ile taşınmazın geriye kalan bölümü arasında doğal ya da yapay ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığını ayrı ayrı belirtir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmaz bölümünün her yönünden tüm özelliklerini gösterir (özellikle taşınmazın iddiaya konu bölümü ile geriye kalan bölümünün sınırını gösterir şekilde) fotoğrafları çektirilmeli; teknik bilirkişiye, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli bölüm ile taşınmazın geriye kalan bölümünü ayrı ayrı gösterir şekilde rapor ve harita düzenlettirilmeli; bundan sonra iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön