16. Hukuk Dairesi 2017/929 E. , 2020/4875 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., .... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan hudutlarını dava dilekçesinde gösterdiği taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 2014/6002 Esas 2014/3755 sayılı ilamı ile 'taraf teşkili sağlanmadan davanın esası yönünden hüküm kurulmasının ve 4721 sayılı TMK'nın 713. maddesinde düzenlenen yasal ilanların yapılmamış olmasının isabetsizliğine' değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda kırmızı ve mavi renk ile boyalı olarak gösterilen toplam 1.439,193 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tesciline, turuncu, yeşil ve kahverengi renk ile boyalı taşınmaz bölümleri yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda kırmızı ve mavi renk ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde, davacı lehine, zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, tescili istenen yer hakkında kadastro sonrası tapu kaydı oluşup oluşmadığı sorulmamış, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olup, bunun için de dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesi üç ayrı döneme ilişkin en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı üzerinde inceleme yapılması gerektiği halde hava fotoğraflarından faydalanılmamış, sadece taşınmaz bölümlerinin değerlerinin tespit edildiği, taşınmaz bölümlerinin niteliklerine ve kullanım durumlarına ilişkin bilgi içermeyen ziraatçi bilirkişi raporu hükme esas alınmış, komşu taşınmazlara ait kayıtlar getirtilerek mahalli bilirkişi ve tanık beyanları denetlenmemiş, bu kayıtların taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulmamış ve yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu haliyle yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı anlaşılmakta olup, öte yandan, hükme esas alınan fen bilirkişi raporu da koordinatlı kroki içermediğinden infazda tereddüt oluşturmaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çifte tapunun oluşumunun önlenmesi için, teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle tescillerine karar verilen taşınmaz bölümlerinin tapuda kayıtlı bulunan yerlerden olup olmadıkları Tapu Müdürlüğü’nden sorulmalı, pafta örneği de eklenmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerine ait dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin üç ayrı zaman diliminde çekilmiş hava fotoğrafları tarihleri açıkça belirtilerek Harita Genel Müdürlüğünden istenilmeli, dava konusu taşınmaz bölümüne komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları ilgili yerlerden getirtilmeli, bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz bölümlerinin yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerindeki ağaç yaşlarını da belirtecek şekilde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyaları tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli; teknik bilirkişiye, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümlerini komşularıyla birlikte gösterir şekilde, infazı mümkün, koordinatlı ve ölçekli rapor düzenlettirilmeli; böylelikle, zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, koordinatsız olarak düzenlenip ölçeklendirilmediği için infaza elverişli olmayan teknik bilirkişi rapor ve krokisinin hükme esas alınmış olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2017/929 E. , 2020/4875 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 397 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat