16. Hukuk Dairesi 2016/15898 E. , 2020/3897 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar, ... ve arkadaşları, .... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, tapu kaydına dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece 'taraf teşkili sağlanmadan ve yasal ilanlar yapılmadan karar verilmesinin isabetsizliğine' değinilen bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 18.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacılara ait 302 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli bölümün kıyı kenar çizgisinin kara tarafında ve davacıların dayandıkları tapu kaydının sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Davacılar 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, taşınmazın tespitinin tapu kaydına dayalı olarak yapıldığını, kuzey sınırının deniz okuması nedeniyle miktarının eksik tespit edildiğini ileri sürerek; tapu kaydı uygulanmak suretiyle taşınmazın kuzey bölümünde kalan yerin adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, taşınmazın bulunduğu bölgede 09.07.1976 tarihinde kıyı kenar çizgisi çalışması yapılmış olup, her ne kadar bu çalışmanın davacılara tebliğ edildiğine dair evraklar bulunamamış ise de; davacılar tarafından idarece yapılan kıyı kenar çizgisinin kabul edilmiş olduğu ve çekişmeli bölümün kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, 3 kişilik jeolog bilirkişi tarafından kıyı kenar çizisi ve eski kıyı çizgisi belirlenmiş ise de krokide çekişmeli taşınmaz gösterilmemiş; 21.09.2009 tarihli fen bilirkişi raporunda çekişmeli bölüm (A), (B) ve (C) harfleri ile gösterilmiş, atıf yaptığı jeolog bilirkişi raporunda kıyı kenar çizgisi ve eski kıyı çizgisi şeklinde belirtilmiş olmasına rağmen, kuzey kısmında eski kıyı kenar
çizgisi, bu çizginin güneyinde yeni oluşturulan kıyı kenar çizgisi şeklinde hatlar çizilmiş, taşınmazların kuzey kısmının ise deniz olduğu belirtilmiş, hükme esas alınan 18.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda ise kıyı kenar çizgisinin nereden geçtiği kroki üzerinde gösterilmeden (A) harfi ile belirtilen bölümün yüzölçümü hesaplanmış, çekişmeli taşınmazın kuzeyinde ise yol bulunduğu belirtilmiş olup, böylelikle raporlar arasında çelişki yaratıldığı halde, mahkemece bu çelişkiler giderilmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca ulaşabilmek için Mahkemece öncelikle idarece yapılan kıyı kenar çizgisi çalışması davacı tarafça kabul edildiğine göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede idarece belirlenen kıyı kenar çizgisini gösterir haritanın bir sureti dosya arasına getirtilmeli, davacıların dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin, varsa haritası ve tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediği sorularak, revizyon görmüş ise revizyon gördükleri taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı suretleri ilgili yerlerden getirtilip dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak bu keşif sırasında idarece belirlenen kıyı kenar çizgisine göre çekişmeli taşınmazın konumu tespit edilmeli ve harita üzerinde bu konum gösterilmeli, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisinin kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli; kıyı kenar çizgisinin dışında kalması durumunda, yerel bilirkişi ve tanıklardan davacıların dayanmış olduğu tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunmak suretiyle göstermeleri istenilmeli, beyanları arasındaki çelişkiler yöntemince giderilmeli, davacılar ile tapu kayıt malikleri arasında ırsi ilişki kurulmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe imkan verir, denetime elverişli, önceki fen bilirkişi raporlarını irdeler ve çelişkileri giderir nitelikte, geniş ölçekli kroki üzerinde dava konusu taşınmaz bölümü ile belirlenen kıyı kenar çizgisini gösterir şekilde ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/15898 E. , 2020/3897 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat