16. Hukuk Dairesi 2017/1449 E. , 2020/2317 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan 443 ada 1 parsel sayılı 396,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 481,97 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... vekili, dava konusu taşınmazın yol, inşaat ve emniyet sahası içerisinde kaldığını ileri sürerek, söz konusu taşınmazın tespitinin iptali ile yola terkinine karar verilmesi istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro Mahkemesince, davanın mülkiyete ilişkin olduğu gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın kamulaştırma sahası içerisinde kalmadığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, tesis kadastrosu çalışmalarından önce kamulaştırma çalışması yapıldığını, taşınmazın bir bölümünün, Bitlis – Mutki karayolunun, dava dilekçesinde belirtilen kilometreleri arasındaki inşaat ve emniyet sahası içerisinde kalmasına rağmen, tesis kadastrosu sırasında taşınmazın özel mülkiyete konu edildiğini ve bu yanlışlığın uygulama kadastrosu sırasında da devam ettiğini ileri sürerek dava açmıştır. Dosya kapsamından; davanın, uygulama kadastrosuna yönelik olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nitelikteki davalar kural olarak, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen süre hak düşürücü süreye tabidir. Ancak, kamu malı niteliğinde olan mera, kıyı, orman gibi yerlerle fiilen yol olan yerler hakkında açılacak davalarda bu süre uygulanmaz. Ne var ki; Mahkemece taşınmazın mevcut niteliğinin ne olduğu belirlenmediği gibi, kamulaştırma haritaları da dosya arasına getirtilip uygulanmamış; teknik bilirkişiden taşınmazın tamamının veya bir bölümünün kamulaştırma sahasında kalıp kalmadığını açıklayan ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmamış, yalnızca dava konusu taşınmazın tesis paftasındaki ve uygulama kadastrosu paftasındaki sınır yerlerini gösterir krokileri içerir, yetersiz teknik bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur.
O halde doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle, ilgili kamulaştırma kroki ve haritaları getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte öncelikle çekişmeli taşınmazın halen kamu malı niteliğinde aktif biçimde yol olarak kullanılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli; buna ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmeli, ayrıca keşif sırasında hazır bulundurulacak fotoğrafçıya da değişik açılardan çekişmeli yerin fotoğrafları çektirilerek dosyaya konulmalı; ziraatçı bilirkişiden de taşınmazın mevcut niteliği hakkında rapor alınmalı; taşınmazın halen tarım arazisi olmayıp da fiilen yol olarak kullanılan yer olduğunun belirlenmesi halinde davanın, yukarıda belirtildiği şekilde 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesindeki 10 yıllık süreye tabi olmayacağı gözetilerek, teknik bilirkişiden geniş komşuları ile beraber dava konusu taşınmaza ait, uygulama kadastrosu sonucu kesinleşen pafta ölçeği ile kamulaştırma haritasının ölçeğini eşitleyerek çakıştırmak suretiyle davaya konu olan yeri krokide göstermesi istenmeli, buna göre çekişmeli taşınmazın idarenin kamulaştırma haritası kapsamında kalıp kalmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2017/1449 E. , 2020/2317 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat