16. Hukuk Dairesi 2016/15583 E. , 2020/1854 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/15583 E. , 2020/1854 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 2 parsel sayılı 3.738,23 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, tapu kaydına, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılama sırasında davacıların miras bırakanı ... terekesine ..., temsilci olarak tayin edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 118 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve tereke temsilcisi ... vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacıların dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsadığı gibi, lehlerine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının da gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Davacı tarafın dayandığı Ekim 1961 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası getirtilmemiş, revizyon durumu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle revizyon gördüğü taşınmazların tutanakları celbedilmemiş, davacı tarafın sunduğu kaydın sınırları sorulmak sureti ile yapılan uygulamada mahalli bilirkişilerin soyut beyanları ile yetinildiği gibi, bu uygulama dahi taşınmazın komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmemiş, zirai bilirkişi raporunda, taşınmazın kavaklık olduğu ve taşınmaz üzerinde 232 adet kavak ağacı bulunduğu belirtilmesine karşın, mahalli bilirkişi ve tanıklar tarafından davacının murisi tarafından dikildiği belirtilen bu ağaçların yaşları açıklanmamış, taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmamış, bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece öncelikle, davacıların dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası ve çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tespit tutanakları ile varsa tespitlerine esas alınan tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri getirtilmeli, tapu kaydının revizyon durumu araştırılmalı, revizyon gördüğü taşınmaz ya da taşınmazlar bulunması halinde bu taşınmazların tespit tutanakları celbedilmeli, ayrıca taşınmazın bulunduğu yere ait tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 ayrı döneme ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, olabildiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve ziraat mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kaydı ve varsa haritası yöntemince uygulanıp, kapsamı öncelikle 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin olmaması ya da uygulama kabiliyetinin olmaması halinde ise kaydın sınırlarına itibar edilmeli, bu amaçla dayanak tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup, kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için, davacı tarafa tanık dinletme imkanı sağlanmalı, kayıt uygulamasında komşu parsel tutanakları ile dayanaklarından yararlanılmalı, bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; ayrıca yerel bilirkişiler ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığı, ilk zilyedinin kim olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında somut olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, zilyetlikle edinilebilecek kültür arazisi olup olmadığını açıklayan, toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısını mukayese eden, taşınmazın üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın üzerinde bulunan kavak ağaçlarının yaşını, sayısını ve dağılımını, taşınmazın öncesi imar ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyanın başladığı ve tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeolog bilirkişiden, taşınmazın aktif dere yatağı niteliğinde olup olmadığı ve sınırındaki derenin taşkın etkisi altında bulunup bulunmadığı hususlarında; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişiden ise yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazlarda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden de, uygulanan tapu kaydının varsa haritası ve ölçeğini kadastro paftasının ölçeği ile eşitleyerek zemine uygulaması suretiyle kaydın kapsamını belirlemesi ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlemesi istenilmeli; tapu kaydının taşınmaza uymadığının ya da hudutlarında okunan “dere” sınırından dolayı değişebilir sınırlı olması nedeni ile taşınmazı miktarı ile kapsamadığının anlaşılması halinde, davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılıp değerlendirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, davalı Hazine yasal hasım konumunda bulunmadığına ve davanın kabulüne karar verildiğine göre, yargılama giderlerinin davalı Hazine’den alınarak davacı tarafa verilmesine ve davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hümedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön