16. Hukuk Dairesi 2016/14638 E. , 2020/1701 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
KANUN YOLU: TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ... ve arkadaşları, ...Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında 2013 yılında 599, 606, 609 parsel numarası ile Hazine adına ihdasen tapu kaydı oluşturulmuş 2015 yılında da Toplulaştırma sonucu 609 parsel 102 ada 3, 103 ada 1, 105 ada 1, 106 ada 3, 107 ada 2, 109 ada 2, 111 ada 2, 113 ada 1, 117 ada 1, 127 ada 2, 129 ada 1, 139 ada 4 ve 140 ada 2 parsel; 606 parsel 112 ada 7, 119 ada 2, 5, 120 ada 1, 140 ada 2 parsel; 599 parsel 123 ada 2, 6, 9, 124 ada 8, 127 ada 2 ve 137 ada 1 parsel olmuştur. Mahkemece yapılan yargılama davanın kısmen kabulüne 30.05.2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda (3) rakamı ile gösterilen 66.070,28 metrekarelik taşınmazın davacılar ..., ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar, davalı ... temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi hususunda en etkili yöntem hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde uzman jeodezi mühendisi, raporunda taşınmazın öncesi ve niteliği hususunda değerlendirmede bulunmamış; yalnızca taşınmazın yerinin hava fotoğrafı üzerine tarafından işaretlendiğini belirtmekle yetinmiş; hava fotoğrafı üzerinde ziraatçi bilirkişinin yaptığı değerlendirme esas alınarak hüküm kurulmuştur. Her ne kadar ziraat raporunda hava fotoğraflarının yorumlarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile birlikte değerlendirildiği belirtilmiş ise de bu raporda jeodezi ve fotogrametri uzmanının imzası bulunmamaktadır. Dava konusu yerin hangi tarihte hangi sebeple tescil harici bırakıldığı sorulmamış; öncesi imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihya işlemine ne zaman başlandığı ve ne zaman tamamlandığı belirlenmemiş; davacılar ve miras bırakanın aynı çalışma alanında belgesizden taşınmaz edinip edinmedikleri araştırılmamış, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı da sorulmamış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazın hangi tarihte neden tescil harici bırakıldığı ve imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili kurumlardan sorularak belirlenmeli ve imar planı kapsamında ise imar planının onaylı bir örneği ile davacı ve miras bırakanı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorularak, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtları dosyaya getirtilmeli ayrıca dava tarihinden ya da taşınmaz imar planı kapsamında kalmaktaysa imar planına alınma tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları temin edilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 1 fen elemanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı imar-ihyasına ne zaman başladığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümü ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri bakımından fark bulunup bulunmadığı hususlarını ve çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım durumunu ve üzerinde sürdürülen zilyetlik süresini açıklayan bilimsel verilere dayalı gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı ve bu rapora değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının eklenmesi istenilmeli; hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümünün konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, davaya konu taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğunun ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri varsa komşu taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla ve bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; hava ve uydu fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, her ne kadar dava tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış ise de yargılama devam ederken Hazine adına ihdasen tapu kaydı oluştuğuna göre mahkemece hüküm kurulurken hangi taşınmazın tapusunun iptal edilip kimin adına tescil edildiğinin açıkça yazılması gerekirken tapu kaydı iptal edilmeden, tescil harici yer gibi tescil hükmü kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara ve davalı ...'na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/14638 E. , 2020/1701 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat