16. Hukuk Dairesi 2016/15027 E. , 2020/365 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/15027 E. , 2020/365 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


Kadastro sonucu, ... İlçesi ..., ... ,... Mahallesi çalışma alanında bulunan 298 ada 19 parsel sayılı 58.349,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 3/8'er payı davalılar ... ve ...; 2/8 payı ise ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, taşınmazın kamulaştırma nedeniyle ifrazı sonucunda oluşan davaya konu 298 ada 32 parsel sayılı 57.675,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ..., ... ve ... mirasçıları olan davalılar ..., ... adına kayden tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın 3.000,00 metrekarelik bölümüne yönelik olarak, bağış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, keşif esnasında davaya konu edilen yerin davacı tarafından sınırlarının gösterilmesinin istenildiği, fakat sınırların davacı tarafından net bir şekilde gösterilemediği ve davacının sadece bir sınır komşusunu göstererek sınırlarının net olmayacak bir şekilde 3000 metrekarelik bir yerin kendi adına tescil edilmesini talep ettiği, davacının iddiasına konu taşınmaz bölümünde herhangi bir hakkının bulunmadığı ve davasını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı, çekişmeli taşınmazın 3000 metrekarelik bölümünün, dosya arasında yer alan 05.08.1972 tarihli senede ek olarak düzenlenen 10.10.1976 tarihli senetle el öpme ve düğün hediyesi olarak, davalılardan ... tarafından kendisine verildiği ve kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla dava açmıştır. Tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olup mülkiyet ancak zilyetliğin devri ile alıcısına geçecektir. Davacı, delil olarak dayandığı senedin hudutlarını arz üzerinde tam olarak gösteremediği gibi, taşınmaz üzerinde fiili bir zilyetliğinin de bulunmadığı anlaşıldığından, fiili zilyetlikle birleşmeyen senedin varlığı mülkiyetin kazanılmasına yeterli değildir. Ayrıca mahalli bilirkişi ve tanık olarak dinlenen tespit bilirkişilerinin beyanlarında, dava konusu yerin davalıların murisi Kamil’e ait olduğu ifade edilmiştir. Buna göre davacı vekilinin hükme yönelen sair temyiz itirazları yerinde olmamakla birlikte, davalılardan ... ve ..., davacının davasını kabul ettiklerinden davacının talebine konu olup dosya arasında yer alan 13.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 3000 metrekarelik taşınmaz bölümünün ifraz edilerek, davayı kabul eden davalıların bu bölümdeki paylarının davacı adına; bakiye payın ise diğer davalılar ..., ... adlarına tesciline karar verilmesi gerekirken, kabul beyanın davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön