16. Hukuk Dairesi 2020/782 E. , 2020/6390 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2020/782 E. , 2020/6390 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyize konu 110 ada ...,... parsel sayılı 200.23, 289.49, 4.019.97, 2.033,55 ve 1.938,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 168 ada 18 parsel sayılı 1938,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, aynı nedenlerle eşit paylarla ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların 1/2 payının adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında davacılar vefat ettiklerinden mirasçıları davaya devam etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 110 ada 3, 115 ada 2, 123 ada 8, 153 ada 74, 168 ada 18 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, 110 ada 3, 115 ada 2, 123 ada 8, 153 ada 74 parsel sayılı taşınmazların 1/2’şer pay ile davacılar ... ve ... adlarına, 168 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 2/4 payı ..., 1/4 payı ..., 1/4 payı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vasisi ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar ... ve ..., temyize konu çekişmeli taşınmazların babaları ... tarafından tapuda kayden kendilerine hibe edildiği ve bu sebeple zilyetliklerinde bulunduğu iddiasıyla adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, davacıların dayanak tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazları kapsadığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davacıların tutunduğu tapu kayıtları tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek mahallinde yöntemine uygun şekilde uygulanmak suretiyle kapsamları belirlenmemiş, uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış, taşınmazların tapu kaydının kapsamı dışında olduğunun anlaşılması halinde ise davacılar hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandıklarından, taşınmazların kimden intikal ettiği ve zilyetliğin devredilmiş olup olmadığı da aydınlatılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, davacıların dayandıkları tapu kayıtları tesislerinden itibaren tüm tedavülleri, varsa haritaları ve dayanağı olan belgeler ile birlikte getirtilmeli, bu kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup saptanarak, revizyon görmüşlerse revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri ve dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve varsa oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtlar dosya arasına alınmalı, bu şekilde dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, tüm tespit bilirkişileri, tarafların gösterecekleri tanıklar ve teknik bilirkişi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmak suretiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi göz önüne alınarak, tapu kaydının sınırları ve kapsamı varsa haritası uygulanmak suretiyle, haritasının bulunmaması ya da uygulanma kabiliyetinin olmaması halinde kayıtların sınırlarına göre tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanmalı, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı tanınmalı, tapu kaydı değişir sınırlı olduğundan miktarına itibar edilmesi gerektiği düşünülmeli ve kayıtların kapsamı belirlenirken varsa dava dışı revizyon gördüğü taşınmazlar göz önüne alınmalı ve fen bilirkişisinden, yapılan keşfi ve tapu kayıt uygulamasını takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; taşınmazların tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde, davacılar tarafından hibe ve zilyedliğe de dayanılmış olması nedeniyle taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, hangi süreyle ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazların babaları tarafından davacılara hibe edilip edilmediği, edilmiş ise zilyetliklerinin devredilip devredilmediği ve hibe tarihinden sonra taşınmazları kimin hangi sıfatla kullandığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı ayrıca ... mirasçıları olan davacıların taşınmazlar üzerinde sürdürdükleri zilyetliğin muris ... terekesi adına mı yoksa kendi adlarına (asli zilyetlik) sürdürüldüğü yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.













Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön